Garson! Kahvemden böcek çıktı!

Son zamanlarda gündemi Starbucks ürünlerinde kullanılan karmin isimli bir katkı maddesi epey meşgul ediyor. Yurtdışında, özellikle vegan çevrelerde ciddi tartışmalara konu oluyor. Ama bugün facebook’ta bir arkadaşımın duvarında aynı haberi görünce farkettim ki bu haber Türk medyasına da sirayet etmiş, hem de aklınıza gelebilecek en sansasyonel başlıklarla!

En ilginç ve abartılı başlık sanırım şu:

Starbucks kahvesindeki bit, reçelden bisküviye pekçok üründe çıktı.

Bunun dışında pekçok medya web sitesinde de haber farklı başlıklarla yer alıyor. Cumhuriyet ve Zaman gazetelerinde aynı haber “Starbucks böcek kullandığını itiraf etti.” olarak yer alıyor.

Gelin, başlıkları sansasyonel ve tiksindirici olsun diye abartıldıkça abartılan şu böcek olayına biraz yakından bakalım. Bu arada elinizde Starbucks kahvesi varsa çekinmeden yudumlamaya devam edebilirsiniz . 🙂

Öncelikle kısaca kahve konusuna açıklık getirelim. Her ne kadar bu haber gazetelerde “kahvenizde bit var” gibi gülünç başlıklarla yayınlanmış olsa da, aslında Starbuck’un karmin içeren ürünü Çilekli Frappucino.

Bu “karmin” de neyin nesi?

Frenk İnciri kaktüsü yapraklarına yerleşmiş Cochineal böcekleri. ( Kaynak: bugguide.net)

Karmin denen boya maddesi gerçekten de bir tür böcekten elde ediliyor. Cochineal ya da bilimsel adı ile Dactylopius coccus, Güney Amerika kıtasının tropik ve subtropik bölgelerinde yaşayan mercimek büyüklüğünde bir kabuklu böcek.  Bu böcekler frenk inciri denen bir tür kaktüsün özuyunu emerek besleniyorlar, beslenirken rahatsız edilmemek ve diğer yırtıcı böcekler ve kuşlar tarafından yenmemek için de kendilerini kaktüsün yapraklarına gömerek üzerlerini salgıladıkları pamuksu bir maddeyle kaplıyorlar.

Cochineal böcekleri, kırmızı renklerini salgıladıkları karminik asit denen bir maddeye borçlular.  Araştırmalar, karıncaların karminik asitten nefret ettiğini ve karminik asit salgılayan bu böcekleri yemekten çekindiklerini gösteriyor. Cochineal böcekleri, yaşadıkları yerde sık görülen ve epey de saldırgan olabilen karıncalara ve diğer yırtıcı böceklere karşı kendilerini koruyabilmek için onların sevmediği bir maddeyi salgılayacak şekilde evrimleşmişler.

Karminik asid, karıncaların nefret ettiği lezzeti yanında koyu bir kırmızı renge de sahip. Bu nedenle eski çağlardan beri boya yapımında kullanılmış. Meksika yerlileri bu böceği toplayıp ezip elde ettikleri boyaları özellikle dokumacılıkta kullanmışlar.

15. yüzyılda, İspanyollar Meksika’yı işgal ettiğinde ilk dikkatini çeken şeylerden biri yerli dokumalarındaki parlak kırmızı renkler olmuş. Çinkü 1500’lere kadar Avrupa’da kırmızı pigment elde etmek oldukça zormuş, en sık bulunan kırmızı boya, bitkilerden elde edilen bir kök boyaymış. Bu kök boya, rengi tam kırmızı olmadığından pek de fazla rağbet görmüyormuş. Gene karmin’e benzer şekilde böceklerden elde edilen parlak ve kalıcı renkli boyalar da varmış, ama bu böcekleri bulmak ve boya maddesini işlemek o kadar zahmetliymiş ki, parlak kırmızı boyalar her zaman çok pahalı olmuşlar. Bu nedenle kırmızı uzun sure asaletin ve gücün simgesi olarak kullanılmış, eski tablolardaki kralların parlak kırmızı pelerinlerini anımsayın.

“Geyik kuyruğu ile Cochineal toplayan Kızılderili” , José Antonio de Alzate y Ramírez (1777). Kaynak: Wikipedia

İspanyol işgali altındaki Meksika’da, Cochineal böceğinden boya imal etmenin sırrı, Meksika yerlilerinden İspanyollara geçmiş. İspanyollar , dış görünüşünden böyle bir parlak kırmızı renk üreteceği anlaşılmayan bu böceğe ait sırrı epey uzun süre korumuşlar ve Avrupa’ya parlak kırmızı boya ihraç etmeye başlamışlar. O dönem, pek çok Avrupa ülkesi casuslarıyla bu boyanın sırrını çözmeye çalışmış, sonunda sır çözülmüş ve karmin tüm dünyada ucuz ve elde etmesi kolay bir boya maddesi olarak yaygın şekilde kullanılmaya başlanmış.

19. yüzyılda sentetik boyaların imal edilmeye başlaması ile üretimi oldukça azalan karmin, sentetik  boyaların pek çoğunun kanserojen olduğunun fark edilmesi üzerine son yıllarda tekrar popüler olmaya başlamış. Bugün başta gıda ve kozmetik endüstrisi olmak üzere pekçok sektör tarafından yaygın olarak kullanılıyor.

Karmin elde etmek için Cochineal böcekleri kaktüslerdeki yuvalarından toplanıyor, iyice yıkanıyor, yüksek ısıda kurutuluyor ve eziliyorlar. Daha sonra aluminyum ya da kalsiyum tuzları ile kaynatılıyorlar, karışımdaki tüm katı parçalar ayrıştırıldıktan sonra kalan sıvı kısım toz haline getiriliyor ve böylece koyu kırmızıdan turuncuya dek uzanan renkleri elde etmede kullanılan karmin maddesi kullanıma hazır hale gelmiş oluyor.

Bir kilo boya üretmek için yaklaşık 100 bin böceğe ihtiyaç var.

Nerelerde kullanılıyor?

Karmin boyası, ilk başta sadece tekstil endüstrüsünde kullanılmasına rağmen, toksik veya kanserojen olmaması, ve yan etkilerinin çok nadir olması nedeniyle bugün yaygın olarak besin ve kozmetik endüstrüsinde kullanılıyor.

Karmin, gıda, dokumacılık, kozmetik ve boya endüstrlerinde kullanılıyor.

Karmin, gıda veya kozmetik ürünlerinde farklı isimlerle karşımıza çıkabilir. En sık kullanılan isimleri Cochineal, karmin, karmin kırmızısı, karminik asit, Doğal Red No 4, ya da E120.

Doğal Kırmızı No 4 ya da E120 isimli gıda boyasının  kekler, kurabiyeler, meyvalı gazozlar, reçeller, domates salçası ve diğer domatesli ürünler, sakızlar, dondurmalar, meyveli yoğurtlar ve sütlerden, surumi (sahte yengeç eti), havyarsosis ve benzer et ürünlerikokteyl kirazları, hatta Campari gibi kimi alkollü içeceklere dek uzanan yaygın bir kullanım alanı var. Gıda endüstrisi dışında, ilaç endüstrisi tarafından hap ve şurupların renklendirilmesinde, mikroskop boyaları ve kozmetik malzemeleri imalatında ve resim yapmada kullanılan yağlıboyalarda da kullanılıyor.

Karmen değil, “Karmin” kırmızısı.

Çoğumuzun “Karmen kırmızısı” diye bildiği parlak kırmızı ruj tonlarının aslında Carmen operası ile bir ilgisi olmadığını ve aslında “karmin” kırmızısı olduklarını da anımsatmakta yarar var.

E120, halen Amerika’da tüm besin ve ilaçları sıkı şekilde denetleyenFDA ( Food and Drug Adminstration) tarafından, sentetik kırmızı gıda boyalarının aksine zehirli veya kanserojen olmayan az sayıda kırmızı renklendiriciden biri olarak kabul ediliyor.

Böğk! Böcek mi yiyoruz yani?

Teknik olarak bu boya böcekten elde ediliyor olsa da aslında  böcek yedğimizi söylemek çok doğru değil. Zira karmin, cochineal böceğinden elde edilene kadar ortalıkta pek böcek kalmıyor. FDA, bu boyanın üretimi sırasında çıkarılan pigmentin böcek tanelerinden ve katı her tür çözeltiden tamamen arıtılmış olmasını şart koşuyor.

Hepimiz fark etmeden yılda ortalama yarım kilo böcek yiyoruz.

Ayrıca, şunu da unutmamak lazım ki zaten işlenmiş hemen her tür besin maddesinde az da olsa böcek parçaları mevcut. Bu halk sağlığı uzmanları tarafından bilinen ve kabul gören bir konu. Gene FDA her tür işlenmiş gıda maddesinde kabul gören böcek miktarını belirlemiş. Mesela 100 gram fıstık ezmesinde 30 taneye kadar böcek parçası bulunması FDA tarafından normal kabul ediliyor.

Zira böcekleri günlük diyetimizden ayırmak imkansız gibi birşey. Böcekler tahıllardan meyvelere dek her yerde bulunuyorlar ve besin işleme sırasında ne kadar önlem alınırsa alınsın besinlere karışıyorlar. Hemen tüm ülkelerdeki halk sağlığı yasaları, besinlere işlenme sırasında karışacak böcek parçaları, larva ve diğer yabancı maddelere üst limit getirerek bu sorunu çözüyor. Bütün bu limitlere rağmen modern ülkelerde yaşayan insanların, fark etmeden yılda yaklaşık yarım kilo böceği yediklerini anımsatalım. Az gelişmiş ülkelerde bu oran çok daha yüksek, hatta pekçok egzotik ülkede bazı böcek türleri aranan lezzetler.

Böceğin kendisini yemenin yanısıra, çoğumuzun her sabah kahvaltıda bayılarak böcek kusmuğundan ibaret olan balı şifa niyetine yediğimizi ve de hiç tiksinmediğimizi de anımsayalım. 🙂

İğrenç bulabilirsiniz, ama zararlı mı?

Kavramsal olarak böcekten elde edilen bir ürünü kullanmaktan hoşlanmıyor olabilirsiniz. Ama hatırlatalım ki, karmin boyası bugün bildiğimiz kanser yapmayan ve toksik etkileri olmayan doğal kaynaklı tek bir boya.

Karmine alternatif olabilecek kadar parlak kırmızı renk veren iki sentetik kırmızı gıda boyası var. FD&C Kırmızı No 2 (E 123)  ve FD&C Kırmızı No 40 (E129), katrandan ve diğer petrol ürünlerinden üretiliyor. Yapılan çalışmalarda Kırmızı No 2’nın dişi farelerde kanser oluşumuna neden olduğu bulununca FDA bu boyanın kullanımını 1976’da ABD’de yasakladı, ancak dünyanın diğer bögelerinde hala kullanılmaya devam ediyor. Yerine kullanılmaya başlayan Kırmızı No 40 ile yapılan son çalışmalar da bu boyanın çocuklarda hiperaktivite ve dikkat eksikliği başta olmak üzere bazı sağlık sorunlarına yol açabileceğini göstermiş durumda. Bu nedenle Avrupa topluluğu Avrupa’da satılan çocuklara yönelik ürünlerde E129 kullanımını yasaklamış. ABD’de hala bazı meşrubat ve dondurmalarda kullanılıyor, diğer ülkelerde ise hala oldukça yaygın.

Bu katran ve petrolden üretilen sentetik boyaların alternatifi olan karmin (E120)’nin bilinen tek yan etkisi bazı allerjik bünyeli kişilerde allerik reaksiyona neden olması. Ancak bu vakaların sayısı da oldukça düşük. FDA bu vakaları 1998 yılından beri aktif olarak takip ediyor ve boyanın yaygın kullanımına, milyonlarca insanın her gün karmin içeren besin maddeleri kullanmasına rağmen ABD’de bu güne dek sadece 32 vaka rapor edilmiş durumda. Bunların da çoğunluğu kaşınma ve deri döküntüsü şeklinde, ancak birkaç tane ciddi allerjik reaksiyon da bildirilmiş.

Ne yapmalı?

Sonuçta panik olmayı gerektirecek bir durum yok. Gazeterlde abartıldığı şekliyle bit filan yediğimiz yok. Starbucks da gizlice millet böcek yedirmek için kumpas yapmış bir kuruluş değil. Bu boya startbuck dışında da pekçok gıda ve kozmetik üreticisi tarafından yıllardır yaygın olarak kullanılıyor.

Bireysel olarak ben, illa gıda boyası kullanılacaksa katrandan imal edilen boyadansa, böcekten veya diğer doğal kaynaklardan imal edilen boyaları yemeyi tercih ederim, karmin de bu boyalardan biri.  Gıda boyası kullanmamak da bir seçenek, ama o zaman şimdi gözümüze iştah açıcı görünen pekçok besin maddesinin raflarda grimsi bir renkle bize bakacak olması fikrine kendimizi alıştırmamız lazım.

Veganlar ( prensipleri gereği hayvan kökenli hiç bir besin maddesini yemeyen bir vejeteryan alt grubu) hiçbir hayvan ürününü yemedikleri için doğal olarak bu maddeyi içeren besinleri yemekten hoşlanmıyorlar. Aynı şekilde bazı din veya mezheplere göre kabuklu besinler (midye, karides vb) yasak.

Karmin elde etmek için Cochineal böceklerini ezen bir Meksikalı tarım işçisi. (Kaynak: Living Textiles of Mexico)

Eğer vegan değilseniz, ya da kabuklu hayvan yemenizi engelleyen bir başka dini ya da vicdani inancınız yoksa gönül rahatlığıyla  karmin içeren besin maddelerini yiyebilir, isterseniz Starbucks’tan çilekli frappuçino içebilir, pespembe görünen sosislerden yiyebilir, ve dudağınıza o en sevdiğiniz parlak kırmızı rujunuzu sürmeye devam edebilirsiniz. Yapılan klinik çalışmalar ve istatistiklere göre karmin maddesinin allerji dışında herhangi bir yan etkisi saptanmamış durumda çünkü. Allerjiler ise böceklere özgü değil. Çileğin kendisinin de oldukça allerjik bir madde olduğunu anımsatmakta yarar var. Kısaca karides yemekten tiksinmiyorsanız, çilekli frappuçino içmekten ya da karmin içeren herhangi bir ürünü tüketmekten tiksinmeniz de yersiz.

Böcek allerjiniz varsa bunların hiçbirini yapmamanız yerinde olur tabi. 🙂

Karmin üretiminin günümüzde Güney Amerika’da çok fakir yaşayan çiftçiler tarafından yapıldığını da belirtelim. Bu ürünün ticaretinin, dünyanın en fakir yerlerinden biri olan Peru kırsalındaki çiftçiler için hayati önemi var. Karmin ticari sayesinde Peru’daki 40 bin çiftçinin ailesinin karnı doyuyor.

Medyanın ve uzmanların halleri

Son olarak da bu konuyu maden bulmuş gibi manşetlere taşıyan ve kamuoyunu yanıltan Türk ve dünya medyası, ve bu konu hakkında ahkam kesen “uzmanlar” ile ilgili birkaç yorum yapmak istiyorum.

Basına baktığımızda, bu konudaki haberciğin gerçekten içler acısı şekilde yapıldığını görüyoruz. Karmin yüzyıllardır bilinen ve en az 50 yıldır tüm gıda endüstrisinde yaygın olarak kullanılan bir boya olmasına rağmen, medya organları Starbucks’ı linç etme yarışına girdiler. “Starbucks kahvelerinde böcek var!”, “Kahvenize bit karıştı!” gibi tiksindirici ve gerçeklikten uzak manşetlerle okuyucunun ilgisi çekilmeye çalışılmasını etik bulmuyorum.

İlaveten gazete haberlerinde yer alan bazı uzman görüşleri de içler acısı. Bazılarını okuyunca “acaba bu uzman ne demek istemiş?” diye düşünmemek elde değil.

İşte internetten seçme uzman yorumları:

Gıda ürünlerinde kullanılan bu tür çok madde var. Bunların güvenli olduklarından hiç emin değiliz. Çünkü bunlarla ilgili araştırmalar 40-50 yıl öncesine ve o zamanın teknolojisine dayanıyor. Güvenirliği günümüze göre çok düşük olan araştırmalar. Bu nedenle bu ürünlerin sağlığı üzerindeki etkileri ciddi şekilde yeniden araştırılmalı. Böceklerden elde edilen ürünler hayvansa araştırılmalı. Gıda ürünlerinde bu tip binlerce madde var. Hepsi için güvenli demek doğru değil. Şüphe edilenden uzak durmak gerek. Karmin yiyecek ve içeceğe sadece renk veriyor. Sağlığa bir faydası yok, kullanımı şüpheli. Bu tür ürünlerin sağlığa zararlı olup olmadığı araştırılmalı.

Umuyorum ki, bu cümleleri bir hekim kurmamış olsun, cümleler hekimi üstünkörü dinleyen haber muhabirinin uydurduğu cümleler olsun.

Çünkü bunlarla ilgili araştırmalar 40-50 yıl öncesine ve o zamanın teknolojisine dayanıyor. Güvenirliği günümüze göre çok düşük olan araştırmalar

Tıp literatürünü taramak için en pratik yöntem olan PubMed sitesinde E120 anahtar kelimesini girdiğinizde 120 tane makale çıkıyor, pek çoğu da oldukça güncel. Yani 40-50 yıl once yapılmış ve sonra da bir kenara konmuş araştırmalardan bahsetmiyoruz. Karmin güncel olarak üzerinde çalışılan ve bu güne dek allerjik yan etkileri dışında bir yan etkisi bulunmamış bir madde.

Böceklerden elde edilen ürünler hayvansa araştırılmalı.

Buna yorum bile yazamadım, bu cümlenin yorumunu da size bırakıyorum. 🙂

Yazarın notları:

  • Merak edenler için Starbucks firması ile herhangi bir ilişkim/bağlantım yoktur. 
  • Okur eleştirileri üzerine birkaç düzeltme yaptım,  geri bildirim için görüş bildiren herkese çok teşekkür ederim. 
  • Bu yazının yazılma nedeninin son derece bariz anlaşıldığını düşünsem de bazı yorumlarda okuyuculara “sosis yemeyi önerdiğim” gibi tuhaf çıkarımlar gördüğüm için tekrar açıkça belirtmeyi uygun buluyorum. Yalansavar ekibi olarak bu konuya eğilmemizin nedeni medyadaki yanlış bilgilendirmenin önüne geçmek, haksız bir karalama kampanyasına açıklık getirmek, karmin maddesinin ne olduğunu detaylı olarak açıklamak  ve tıbben zararlı olmadığını gösteren veriler sunmaktı, bu konuda da amacımıza ulaştığımız düşüncesindeyim. Yazıdan “Hadi hepimiz sabah akşam havyarla kaplanmış sosis yiyip, üzerine önce frappuçino sonra da campari içelim.” gibi bir sonuç cıkartmadığınızı umarım. 😉
  • Starbucks’tan açıklama: Starbucks Türkiye, bu yazının yayınlanmasından sonra, 16 Nisan 2012 tarihinde yalansavar@gmail.com adresine ekteki mektubu göndererek konuya detaylı bir açıklama da getirdi. mektuba göre, Türkiye’de satılan ürünlerde domates’ten üretilen likopen isimli boya maddesi kullanılıyormuş. Mektup aşağıda.

Startbucks Türkiye’nin Yalansavar’a gönderdiği 16 Nisan tarihli mektubu.

Kaynaklar:

About isil_arican

Yalansavar'ın kurucusu, San Fransisco'da yaşayan bir Tıp Doktoru. Stanford Üniversitesi Çocuk Hastanesi'nde Klinik Bilgi İşlem Direktörü. Bay Area Skeptics Yönetim Kurulu Üyesi. Boş zamanlarında sözde bilimle savaşıyor, Yalansavar'a ve Trepanasyon'a yazıyor, TED çevirileri yapıyor, kedi seviyor, evde bira kaynatıyor, bir de bu aralar The Witcher oynuyor.

32 Yanıt to “Garson! Kahvemden böcek çıktı!”

  1. Son zamanlar da çok popüler ve hassas olan bir konu. Verdiğiniz önemli bilgilerden dolayı teşekkür ederiz.

    Beğen

  2. kbiberoglu 15 Nisan 2012 08:57

    Reblogged this on kbiberoglu.

    Beğen

  3. Çok iyi bir yazı olmuş eline sağlık.

    Beğen

  4. loneliness 19 Nisan 2012 13:11

    Emeğinize sağlık. Neredeyse Bütün pembe görünen yiyeceklerden tiksinecektim. Ne olduğunu öğrenmiş oldum.

    Beğen

  5. Dünya devi şirketlerin belirli gizlilik politikaları ve “etik” değerlere sağdık kalmasının önemini bir kez daha görmüş olduk.

    Beğen

  6. selam arkadaşlar homeopati ile ilgili açık bilim programında yaptığınız açıklamaları dinlerken kulakları ağır işiten halamız (87 yaşında ) kahve ile uykusuzluk tedavisini duyunca yanımızdan çaktırmadan ayrılıp bir bardak soğuk suda bir miktar kahve kullanarak kendisine gizlice ilaç üretip kullanmış ertesi gün saat 09 00 a kadar uyuduğu rivayet olunuyor bilgilerinize sunulur. sizin yüzünüzden sabah namazını kaçırdığına üzülüyor.:)))

    Beğen

    • Halanızdan özür dileriz 🙂 Placebo konusundaki yazımızı biraz hızlandırmamız gerekecek anlaşılan 🙂

      Beğen

    • Halanıza hürmetlerimizi iletin lütfen. 2. ve 3. kısımları daha hızlı çıkarmamız lazım Serdar’ın dediği gibi.

      Beğen

    • Bir bardak soğuk suya, bir miktar kahve atınca halanız homepatik ilaç değil ama cafe frappe yapmış, kutluyoruz kendisini. 😉

      Beğen

  7. serdar yılmaz 17 Temmuz 2012 23:13

    Çalışmanız takdire şayan, teşekkürler, bir Gıda Mühendisi olarak bende bu konuda çeşitli araştırmalar yapmış ve Karmin isimli doğal pigmentin, emsali olan diğer yapay gıda boyalarına çok iyi bir alternatif olduğunu görmüştüm, ayrıca sanayi kullanımı olarak ısı,ışık ve pH stabiliteside oldukça yüksek olan bu gıda boyası ülkemizde birçok üründe kullanılmaktadır. Fakat diğer bir konuya değinmek isterim, malumunuz çeşitli inançlarda kimi gıdalar helal veya haram olarak nitelendirilmekte veya sertifikalandırılmaktadır. buna örnek olarak yahudi inancında bulunan kosher sertifikası veya islami inaçtaki helal gıda kavramı. edindiğim bilgiler ışığında E120, karmin, koshinal red olarak nitelendirilen ve pembeden koyu kırmızıya kadar birçok rengi içinde barındıran bu gıda katkısı Hanefi mezhebine göre “haram”. yani domuz eti, yağı veya ürünleriyle aynı olarak değerlendiriliyor. Bilginize…

    Beğen

    • Isil_arican 18 Temmuz 2012 09:24

      Serdar Bey,

      İlginize teşekkür ederiz. Yazıda zaten bazı din ve mezheplerde kabuklu hayvanların dinen haram olduğuna ilişkin bir ibare var. Hatta hemen arkasından gelen paragrafta: “Eğer vegan değilseniz, ya da kabuklu hayvan yemenizi engelleyen bir başka dini ya da vicdani inancınız yoksa gönül rahatlığıyla karmin içeren besin maddelerini yiyebilirsiniz.” ibaresini kullanmıştım. (Hanefi mezhebine göre kabuklu deniz ürünleri de yasaktır.)

      Hanefi ve Yahudiler haricinde de bu tip besin maddelerini yasaklayan başka dinler de olabilir elbette. Bu durumda kişilerin kendi inanışları doğrultusunda bir seçim yapmaları yerinde olacaktır.

      Beğen

      • müsaadenizle birkaç düzelmede bulunayım.

        1. hanefi mezhebinde kabuklu deniz ürünleri haram (yasak) değil mehruhtur (yasağa yakın). yani mesela ikram edildiğinde diğer mezheplere uyularak yenebilir ama tavsiye edilmez.

        2. böcekler kabuklu deniz hayvanı hükmünde değildir. hanefide ve diğer mezheplerde bütün böceklerden olduğu gibi bu böcekten elde edilen bir maddenin de zaruret olmaksızın (sağlık, açlık vs.) tüketilmesi haramdır (yasaktır).

        3. vejetaryenler öldürülen canlıların vücudundan elde edilen hiçbir şeyi (kuyruk yağı, kemik tozu, vs.) yemezler. bu böceklerden elde edilen boya da tıpkı hayvansal yağlar veya jelatin gibidir. dolayısı ile bu katkı maddesini içeren ürünler vejetaryen değildir. veganlar vejetaryenlerden farklı olarak öldürülmeyen canlıların vücudundan elde edilen ürünleri de yemezler (bal, yumurta, süt, tereyağı gibi). bundan ayrı olarak öldürülen hayvanlardan üretilen hiçbir şeyi de kullanmazlar. mesela bu boya ile boyanmış bir elbiseyi giymezler. vejetaryenler ise giyer.

        bazı avrupa ve amerika ülkelerinde locust veya benzeri böceklerden elde edilen katkılar genellikle açık olarak (böceğin ismi verilerek) ürünün üzerine yazılır. bunlar bütün dünyada olduğu gibi gelişmiş ülkelerde de yaygın olarak kullanılıyor. içerik harf ve rakamlarla ifade edildiğinde de vejetaryenlere uygun değildir ibaresi koyarlar. isteyen tüketir istemeyen tüketmez.

        türkiyede ambalajlı gıdalarda maalesef hiçbir standard yok. yurt dışı kaynaklı firmalar kadar türk firmaları da ürünlerinde değişik hayvanlardan elde edilmiş hayvansal ürünleri bolca kullanıyorlar. bunlardan muhafazakar görünmeye çalışanları “mamullerimizde domuz yağı yoktur” demeyi yeterli görüyor. halbuki türkiyede domuz yağından başka hassasiyetleri olan müslümanlar, sayısı az olmakla beraber yahudiler, vejetaryenler ve veganlar yaşıyor.

        yarı vegan bir müslüman olarak türkiyede satışa sunulan ambalajlı hiçbir gıda maddesini tüketemiyorum. böyle birçok insan sıkıntı yaşıyor. içerikte belirtilmeyen kimyasallar zaten apayrı bir dert. hiç olmazsa ab standardlarında ciddi bir düzenlemeye ihtiyaç var.

        Beğen

    • Hayvansal gıda haramları Kur’an da belirtilmiştir. Maalesef bir çok mevzu hadisler yoluyla extra haramlar oluşturulmuş..

      6:145 (Muhammed) “DE Kİ: ‘BANA vahyedilende, yiyen birisi için şunların dışında haram edilmiş bir madde BULAMIYORUM: () Leş, () akıtılmış kan, () domuzun eti -ki pistir-, () ALLAH’tan başkasına sapıkça adanmış yiyecekler.’ Zorda kalan bir kimse, istekli olmaz ve sınırı aşmazsa kuşkusuz senin Rabbin Bağışlayandır, Rahimdir.”

      TİYEMDER (Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları Derneği) Genel Başkanı, Selahattin Yazıcı şu videoda Bu 4 maddenin dışındakilere mezhepler haram demiyor, sadece “caiz/uygun değil” veya “harama yakın/tahrimen mekruh ” olduğunu söylüyor.


      32’dakika :30″ saniye

      Beğen

  8. Merhaba,
    Yazı ve faydalı bilgiler için çok teşekkürler. Ben de sizin gibi katrandan üretilen bir gıda boyasındansa Koşinel böceklerini tercih ederim. Sadece yazınızda bir husus bana bu boyanın tamamen zararsız olmayabileceğini düşündürttü. “Karmin elde etmek için Cochineal böcekleri kaktüslerdeki yuvalarından toplanıyor, iyice yıkanıyor, yüksek ısıda kurutuluyor ve eziliyorlar. Daha sonra aluminyum ya da kalsiyum tuzları ile kaynatılıyorlar” demişsiniz ya. İşin içine aluminyumun girmei beni huzursuz etti. Aluminyumun besinlerle alınmasının zararlarını bilen, teflon tava dahi kullanmak istemeyen, uzun süre aluminyum içermeyen deodorantlar aramış biri olarak bu boyanın tamamen zararsız olduğunu ifade etmemek gerekir diye düşünüyorum.

    Belki şunu demek daha uygun olur : Böcekten değil, aluminyum tozundan tedirgin olun, olacaksanız 🙂

    Beğen

    • Isil_arican 17 Aralık 2012 10:45

      Yazıyı beğendiğinize sevindim. Ancak aluminyum ile ilgili konuda ufak bir ekleme yapma ihtiyacı hissettim.

      Kimyasal bileşikler, birden fazla elemente ait atomların bir araya gelmesi ile oluşurlar ve tepkimeler sonucunda başlangıçtaki maddelere benzemeyen, yeni fiziksel ve kimyasal özellikte maddeler oluşur. Örneğin, bugün dünyanın her yerinde sofra tuzu olarak kullanılan madde NaCl ( sodyumklorür) bileşiğidir, ve Sodyum elementinin Klor elementi ile yaptığı bir tuzdur. Sodyum elementi, elementer haldeyken kendi kendine alev alıp patlama özelliğine sahipken, Klor ile birleştiğinde tamamen farklı kimyasal ve fiziksel özelliklere sahip bir bileşene, bildiğimiz tuza dönüşüyor. Gene aynı Sodyum, Bikarbonat ile tuz yaparsa bu defa da apayrı özelliklere sahip kabartma tozu oluyor. 🙂

      Bu nedenle bileşiğin ne olduğunu bilmeden, aluminyum tuzunun zararlı olduğunu varsaymamız doğru olmaz.

      Bu yazıyı yazma nedenim insanlara karmin boyasının ne olduğunu anlatmaktı, elbette insanlar bocekten de tedirgin olmak özgürlüğüne sahipler. Sadece tedirgin olduğumuz şeyin adını koyup, gerçekten çekindiğimiz şey olup olmadığını net olarak anlamak çok önemli. Benzer şekilde tuz halinde olmasına rağmen, aluminyumdan da çekiniyorsanız,karmin içeren besinleri tüketmek istememeniz gayet doğal.

      Bir de, teflondan bahsetmişsiniz, kullanmada çekinmekte haklısınız. Ancak teflonun içinde aluminyum olmadığını anımsatmak istedim. Teflonun sağlık açısından zararlı olduğuna ilişkin veriler varü ama bunların nedeni aluminyum içermesi değil, bambaşka sebepler. Zaten teflon maddesinin içinde aluminyum bulunmuyor.

      Beğen

  9. daha çok çalışın daha çok bilgi istiyorum..durmayın… :))

    Beğen

  10. sen yazdın ya gönül rahatlığıyla içerim deme mi beklemiyosun herhalde alemsiniz 🙂

    Beğen

  11. Ahmet Alegöz 08 Ocak 2013 10:40

    Merhaba Işıl Hanım,
    Bu yazınızı yeni okuma fırsatı buldum. Tüm yazılarınız gibi bu da çok güzel olmuş. Yorumlar bile kendi başına bir makale edecek neredeyse. Yalnız olay hakkında benim dikkatimi çeken ilginç bir detay var: Aslında bu böceklerden elde edilen Karmen Kırmızısı’nın en büyük alıcısı Coca Cola ve Pepsi firmalarıdır. Gariban(!) Starbucks onların kullandığı “böcek” boyasının 10’da birini bile kullanmıyorudr. Buna rağmen medyadaki haberlerde Coca Cola’nın değilde Starbucks’ın konu edilmesi oldukça düşündürücü geldi bana. Yani mali yapısı çok güçlü şirketler hakkında kimse bir şey yazıp çizemiyorken torpili olmayan Starbucks’a rahatlıkla yüklenebiliyorlar. Bu arada ben de Starbucks’ta çalışmıyorum, hatta klasik orta şekerli Türk kahvesi dışında pek kahvede içmem.
    Saygılar.

    Beğen

    • Ahmet Bey, yorumunuz için teşekkürler.

      Bir ayrıntı, Coca Cola’nın kendi sitesinden yaptığı açıklamaya göre Cochineal, Coca Cola ürünlerinde kullanılmıyor. http://www.coca-colacompany.com/contact-us/coca-cola-rumors-facts sayfasında “cochineal” diye ararsanız göreceksiniz. Pepsi’nin sitesinde ürün belirtmeden bu boyanın kullanıldığı söyleniyor (http://www.pepsicobeveragefacts.com/glossary.php). Gene de akılda tutulması gerekir, ürünlerin değişik bölgelerde değişik içerikleri olabilir. Karmin, E120 olarak geçiyor ve içerik listesinden bakıldığında bir ürünün bu boyayı içerip içermediği rahatlıkla anlaşılabilir.

      Amerika’da mali yapısı güçlü şirketlerin bu tip haberlerin örtbas edebildiği yönündeki düşüncenize katılamayacağım. Bu, komplo teorileri kapsamına girecek türden bir iddia. Özellikle Amerika’daki şirketlerin bu konularda çok rahat hareket edebileceğini düşünmüyorum. Çünkü FDA gibi kurumların şakası yok. Daha kısa bir zaman önce çok büyük bir ilaç devi 3 milyar dolarlık dev bir cezaya çarptırıldı (http://theness.com/neurologicablog/index.php/gsk-pays-3-billion-fine/). FDA’in dışında da mahkemelerin bireysel/grup davaları yoluyla şirketler üzerinde ciddi bir caydırıcı etkisi var.

      Beğen

      • Ahmet Alegöz 08 Ocak 2013 16:02

        Cevap için teşekkürler Serdar Bey. Glaxo’nun aldığı cezaya dair linkinizi okudum. ABD’de dedikleriniz geçerli olabilir ama Türkiye’de bu konuda daha yeni yeni bir şeyler yapılmaya başlandı. Ayrıca yazdıklarımı komplo teorisi olarak ele almak dışında, Türkiye’de 3 büyük gazetenin ve onlara bağlı TV-Radyo ların en büyük reklam verenleri arasında bulunan malum meşrubat firmalarını ele aldığımızda (ABD’de durumu bilemeyeceğim) bu konuda Starbucks’a yüklenmelerinin sebebini de tahmin edebilirsiniz. Neyse, Coca Cola hakkında verdiğiniz sayfada da şu günlerde Facebook ortamında epey geyiği yapılan bir kaç mevzuunun asılsız olduğunu da öğrendim. Sayenizde fazladan bir şeylerde öğrenmiş oldum.
        İlginiz alakanız için tekrar teşekkürler.

        Beğen

  12. ahmet can 10 Ocak 2013 13:10

    starbucksdan kahve içmediğimden dolayı bunlar beni alakadar etmiyor, ama benim bu olaya ayrı bir bakış açım var, starbucksın sahibi howard schultz, kendisi israilin en büyük destekçilerinden birisi, israil ordusunun yaptığı katliamları haklı buluyor, ve diyorki “needed to protect innocent Israeli citizens from anti-Semitic Muslim terrorism”, şu bilinmelidirki eğer sivil insanları öldürdükleri için terörist oluyorlarsa ki Lübnan’ı, Filistin’i milyonlarca mülteciyi hesaba katarsak israil en az 200 kat daha fazla sivil insan öldürmüştür (çoğu hamile kadın ve bebek), bu israili tamamiyle terörist ve faşist bir devlet yapar, sonuç olarak,

    sizin her içtiğiniz starbucks kahvesinde aslında böcek yok, sivil ve masum insanların kanı var

    http://urbanlegends.about.com/library/bl_howard_schultz.htm

    Beğen

    • Isil_arican 17 Mart 2013 10:49

      Ahmet Bey,
      Yorumunuz için teşekkürler. bahsettiğiniz iddialar bu yazının konunun dışında. Bu yazı, bahsedilen boya maddesinin basında lanse edildiği gibi ezilmiş bit¨ olmadığı ve uzun yılalrdır kullanılan bir doğal pigment olduğunu anlatmak için kaleme alındı ve sonucunda starbuck için veya içmeyin gibi bir öneri yok.

      Ancak belirtmeden geçemeyeceğim, Starbucks’ın sahibinin yazdığı iddia edilen metin ile ilgili verdiğiniz yukarıdaki bağlantı, bu iddianın asızlsız olduğunu açıklayan bir siteden alınmaö sanırım farkında değilsiniz. Sizin verdiğiniz bağlantıya göre bu yazıyı Starbucks’ın sahibi yazmamış, onun ismini kullanarak Yahudi karşıtı propoganda yapan Andrew Winkler isimli bir kimse yazmış. Hatta Starbuck 2006 yılında konu ile ilgili bir basın açıklaması yapmış. (Ben demiyorum valla, sizin bağlantınızda yazan bilgiler bunlar.)

      Referans verirken, verdiğiniz sayfada yazılanların tamamını okumak iyi olabilir 🙂

      Beğen

  13. Son cümleye ithafen:’Böcekler insansa araştırılmamalı bence.ahahaa’.böcekler hayvansa araştırılmalı ne demek yahu.Elinize sağlık güzel yazı olmuş.

    Beğen

  14. Merhabalar,

    Söylediğiniz gibi ürünlerin içerisinde ne olduğunu bilmek önemli ancak petrol kaynaklı boya yerine Carmin içeriyormuş, içimiz rahat olsun gibi bir yaklaşımı da doğru bulmuyorum. (Böyle söylemiyorsunuz ama kendine kahveli çözelti yapan hala örneğinde olduğu gibi böyle anlayanlar çok olacaktır.) Bu tür maddeler kamuoyunda hoş karşılandıkça kullanımı da artacaktır. Firmalar ürün maliyetlerini arttırdığı için bitkisel kaynaklı boyalar yerine petrol türevi ya da bu tarz böcek kaynaklı boyalar kullanıyorlar. Malesef aile öyküsünde alerji,astım vs olmayan kişilerin yeni doğan bebeklerinde bile yaygın görülen reflü ya da alerjiye yatkınlık, solunum yollarında hassasiyet gibi hastalıklar korkutucu seviyede. Bunda en büyük sebeplerinden biri de şehir yaşamındaki diğer faktörlerle birlikte gelişen gıda sektörü ve dikkat etsek bile farketmeden yediğimiz yıllık yarım kilo böcekte yani işlenmiş gıdalar ve bu tür alerjen katkı maddeler..Kanser olacağıma alerji olayım gibi bir yaklaşımı benimsememeliyiz, ikisinden de kaçınabiliriz çünkü. Bence bu tür firmalara karşı üsluba uygun şekilde, kesinlikle bit var diye magazinleştirilmeden, kamuoyu oluşturulmalı ve Starbucks’ın Türkiye’de belirttiği gibi domates gibi bitkilerden elde edilmesi sağlanmalı. Diyebilirsiniz ki domates de alerji yapar ama böyle basit bir yaklaşıma şöyle bir cevap verilebilir: Domates evde bulunuyor diye kimse alerji olmuyor ama evdeki hamam böcekleri size dokunmasa bile çok ciddi bir alerji sebebi..

    Sevgiler

    Zerrin

    Beğen

    • Isil_arican 17 Mart 2013 10:57

      Zerrin Hanım,
      Yorumunuz için teşekkürler. Yazıda da görebileceğiniz gibi karmin maddesinin böcek veya kabuklu allerjisi olan kişilerin tüketmesinin sakıncalı olabileceğini özellikle belirttim. Elbette bir böcekten üretilen bir maddeyi kullanmak istemeyen, bu boyayı içeren besinlerden uzak durmalı. Yazının amacı karmin maddesini övmek değil, Starbucks ürününde kullanılan bu maddenin aslında çok uzun bir süredir gıda endüstrisinde pekçok farklı üründe kullanıldığını göstermek.

      Allerjik maddelerin kullanımı konusunda dikkat edilmesi gerektiği konusunda size katılıyorum. Ancak karmin maddesinin oldukça az allerjik potansiyeli olduğu yazıdaki bağlantılarda mevcut. Kaldı ki domates veya benzeri bitkisel ürünler de son derece ciddi allerji nedeni olabilirler. Örneğin dünyadaki en öldürücü allerji yapan maddelerden biri yerfıstığı.

      Beğen

  15. Cochineal Böceği 11 Mayıs 2013 18:26

    Starbuck’ta kahve içip hastanelik olan var mı ? Bu ülkede yediği 3 liralık tavuk dönerden hastanelik olan var. Yediği etin at eti mi ? eşek eti mi olduğuna dikkat etmezde içtiği kahvenin içindeki böceğe dikkat eder. 😀

    Etin 40 lira olduğu ülkede bedavadan yılda yarım kilo et yiyor hala konuşuyor. 😀

    Beğen

  16. “Hemen tüm ülkelerdeki halk sağlığı yasaları, besinlere işlenme sırasında karışacak böcek parçaları, larva ve diğer yabancı maddelere üst limit getirerek bu sorunu çözüyor.” Türkiye’deki üst limit ne acaba ? çok merak ettim.

    Beğen

  17. “kabul gören böcek miktarını” cümlesine verilen link “Page Not Found” veriyor. Sanırım sayfa adresi değişmiş. Bilginize 🙂

    Beğen

  18. Merhaba,

    Yazınızın “Cochineal böcekleri, yaşadıkları yerde sık görülen ve epey de saldırgan olabilen karıncalara ve diğer yırtıcı böceklere karşı kendilerini koruyabilmek için onların sevmediği bir maddeyi salgılayacak şekilde evrimleşmişler.” kısmına istinaden bir yorumum olacak;

    Mutasyonlar tesadüfidir ve herhangi bir şeyi sağlamak adına gerçekleşmezler. Bu bağlamda cochineal böceklerinin kendilerini karıncalardan koruyabilek adına onların sevmediği maddeyi salgılayacak şekilde evrimleşmeleri söz konusu değildir. Muhtemel olan, rastgele bir mutasyonla karminik asit salgılar hale gelen böceklerin karıncalar tarafından yenmediği için seçilerek soylarını devam ettirmesi, buna karşın karminik asit salgılamayan böceklerin evrimsel süreçte tercih edilmeyerek zaman içinde soylarının tükenmiş olmasıdır.

    Sevgiler,

    Aslı

    Beğen

    • isil_arican 16 Nisan 2014 09:01

      Uyariniz icin cok tesekkurler!
      Kesinlikle haklisiniz. Ifade yanlisligi olmus, ne kadar dikkat etmeye calissak da bazen gunluk konusma kullanimi sirasinda boyle hatalara dusebiliyor insan. tekrar cok tesekkurler, cok yerinde bir hatirlatma oldu.

      Beğen

    • Zehir taciri 26 Nisan 2014 16:51

      rastgele, tesadüf, şans eseri.. ? Gerçek hayatta bu kavramlara yer yok.

      Beğen

  19. Gerçekten çok tesekkur ederim kafam iyice karışmıştı (gerçi hangi konuda karışmıyor k) bu yazinizla içim rahatladı neyi yiyip neyi bırakacağımızı şaşırıyoruz bazen her kafadan baska ses çıkıyor objektif ve mantıklı açıklamalara ihtiyaç duyuyoruz verdiğiniz bilgiler için tekrardan teşekkürler….

    Beğen