Macuncu Geldi Hanım! Florürlü Macunlar Bunlar!

Evinizde her gün kullandığınızı umduğum bir temizlik aracıdır diş macunu. Daha önce diş macunlarının içeriği ile ilgili yalansavarlık çeşitli yazılar okumuştum. Şimdi elimde diş macununun nasıl bir şeytan icadı olduğunu anlatan bir başka blog sayfası var (1). Aynı blogda yer alan misvak konulu bir başka yazıyı daha önce incelemiştim (2). Bu fırsattan istifade ederek diş macunları ile ilgili bu konuyu sizlerle beraber ele almak istedim.

Sözünü ettiğim sayfa, diş macunlarındaki florürden yola çıkarak florürün insanlar için ne denli “kötü” bir şey olduğunu anlatmak üzere yola çıkmış, ama yazar hızını alamamış, diş macunu içinde bulunan diğer maddelere de çeşitli yakıştırmalar yapmış. Ben sizleri sıkmamak için bu yazımda sadece florür kısmını didikleyeceğim. Talep edilirse diş macunu içindeki diğer maddeler ile ilgili iddialara yönelik başka bir araştırma yazısı da hazırlayabilirim.

FLOR / FLORÜR NEDİR?

Flor, simgesi F olan bir elementtir (3). Lise kimya derslerimizden de hatırlayacağımız üzere periyodik cetvelde 7A halojenler grubunda yer alır. Dünya üzerinde en çok bulunan 13. element olduğu söyleniyor. Oda ısısında sıcaklığında gaz halde bulunuyor. Dişhekimliği için önemli olan formu ise florun indirgenmiş anyon hali, yani F- simgesiyle gösterilen florür iyonu (4). Kimyasal anlamda elementer flor ile florürün birbirinin yerine kullanılması mümkün olmasa da, günlük konuşma dilinde ikisi birbiri yerine kullanılabiliyor ve biz florürlü diş macunu yerine florlu diş macunu da diyoruz. Florür diş sağlığı için o kadar önemli ve florür kullanımı ile elde edilen halk sağlığı faydaları o derece farkedilebilir durumda ki, dünyada hastalık kontrolü ve önleyici önlemler konusunda en yetkin kurumlardan birisi olan Centers for Disease Control and Prevention (CDC) (5) isimli kurum suların florürlenmesi ile elde edilen sağlık kazanımlarını Amerika’da 1900-1999 yılları arasında elde edilmiş ilk 10 halk sağlığı kazanımı arasında sayıyor (6).

Florür, yeterli miktarda alınması durumunda diş çürüklerini önleyen, diş ve kemiklerin yapısında bulunan bir madde. Bu etkisi pek çok bağımsız çalışmada gösterilmiş ve hakemli dergilerde yayınlanmış yüzlerce makaleye konu olmuş. Vücuda alınan florürün kaynağı çok çeşitli, pek çok besinde ve içme sularında florür bulunuyor. Özellikle beslenme sorunu yaşayan fakir bölgelerde florür eksikliği yaşanabiliyor, bu sebeple gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde içme sularına ya da sütlere florür katılması yaygın bir uygulama. Bu sayede kişilerin günlük belirlenen miktarda florür alması sağlanmaya çalışılıyor.

Elbette vücuda alınan pek çok şey gibi florürün de belirli miktarda alınması uygun oluyor. Aşırı florür alınması durumunda hayati tehlike ile karşılaşma riski çok az. Gereğinden fazla florür alındığında, dişin en dışında yer alan beyaz kemiksi tabaka olan diş minesinde (7) florozis denilen beyaz lekelenmeler ve şekil bozuklukları görülebiliyor (8) veya kemiklerde florür birikmesi sözkonusu olabiliyor. Fazla florür alımı sonucu renk ve şekil bozukluğuna uğrayan dişler çürümeye karşı daha dayanıklı oluyor, ancak estetik açıdan sorun yaratabiliyorlar.

Şimdi gelelim blogdaki iddialara (1). Yazının başında, gerekli gerilimi yaratmak için olsa gerek, bir girizgah var:

  • Çoğu diş macunu üzerinde bir uyarı yazısı vardır. “Dikkat: Çocukların kullanımı için uygun değildir. Çocukların erişemeyeceği yerde saklayınız. Eğer yutulması durumunda beklenmeyen bir etki görülürse Sağlık Bakanlığı Türkiye Farmakovilijans Merkezi (TÜFAM)’ne bildiriniz.” Eğer ufak bir miktardan fazlası zehirli olabiliyorsa o zaman bunu her gün ağzıma sürmek istemiyorum.

Tahmin edeceğiniz üzere bu yazı, ağıza alınan pek çok tüketim malzemesinde bulunması arzu edilen hukuki bir metin. Bu metindeki “beklenmeyen etki” ifadesi, yazar tarafından hemen “zehirlenme” olarak yorumlanmış. Elbette bir ürünü yutup zehirlenirsek bu beklenmeyen bir etki sayılır, hatta gazetelerde sıkı sansasyon yaratabilir, ama diş macunu gibi bir üründe iş buraya gelinceye kadar çok daha mantıklı başka yan etkiler akla gelebilir. Örneğin diş macununun içindeki herhangi bir maddeye karşı alerjik tepkiler ya da tahriş sonucu mukoza hassasiyeti ile karşılaşmak olasılık dahilinde ve elbette yetkililer bu gibi etkilerden haberdar olmak istiyor. Diyelim ki kullandığım diş macunu diş etlerimde hassasiyet yarattı ve bunu diş doktoruma söyledim, o zaman diş doktorum burada bir sebep-sonuç ilişkisi görüyorsa ilgili formu (9) doldurarak TÜFAM’a bunu bildirebilir. Bildirim için kullanılacak forma dikkat edilirse bu formda “zehirlenme” diye bir seçenek yoktur, zehirlenme vakaları ancak “farklı sistemik etkiler” başlığı altında raporlanabilir. Diş macununda görülen yukarıdaki bilgilendirme metni diş macununun güvenilir olmadığının değil, aksine güvenilir olduğunun bir göstergesi değil midir? Sorun yaşandığında başvurulacak yetkili merci kullandığımız eşyaların ne kadarında bu kadar ayrıntılı görülebiliyor ki?

  • Dişmacunları kozmetik olarak sınıflandırılıyor. Yiyecek olarak sınıflandırılmadıkları için içerikleri ile ilgili daha az kontrol yapılıyor.

Bu bilginin kaynağını çok merak ettim. İşin içinde ismini vermek istemeyen bir diş macunu üreticisi mi var acaba? Diş macunu herhangi bir kozmetik ürünü değildir. Diş macunlarının içerik ve üretim proses kontrolü çok sıkı yapılmaktadır. Bu amaçla hazırlanan Kozmetik Kanunu (Kanun No: 3977, Kabul Tarihi: 23.02.1994, Resmi Gazete Yayım Tarihi: 26.02.1994 Sayı: 21861) ve bununla ilişkili Kozmetik Yönetmeliği (Resmî Gazete Yayım Tarihi: 08.04.1994 Sayı: 21899) bu konuda katı kurallar getirmektedir (bağlantı). Diş macunlarının içinde hangi maddeden ne kadar olduğu ve ne amaçla orada bulunduğu bellidir. Diş macunlarının hangi ortamlarda üretilmeleri gerektiği mevzuatlar ile belirlenmiştir. Buna karşın gıda maddelerinin pek çoğundaki içeriği aynı keskinlikte bilemiyoruz. Üstelik içtiğim meyve suyundan dolayı beklenmeyen bir etki görsem TÜFAM’a da başvuramıyorum.

  • Florür diş çürüklerini tedavi etmez. Amerikan Diş Hekimleri Birliği Temmuz 2009 Journal’a göre suların florür içerip içermemesi çocuklarda diş çürüğü miktarını etkilemiyor.

Doğrudur, bugüne kadar aklı başında hiç bir doktor ya da bilim adamı “florür diş çürüklerini tedavi eder” dememiştir. Florür varlığı diş çürüklerini engeller (10), tedavi etmez. Florür, dişlerinde hassasiyeti olan hastalarda diş yüzeyine uygulandığında da mineral kaybını dengelediği için, yani remineralizasyon sağladığı için faydalıdır. Alıntıladığım yukarıdaki cümledeki Amerikan Dişhekimleri Birliği Journal’den kastın, Amerikan Dişhekimleri Birliği (ADA)’nın resmi yayını olan JADA isimli dergi olduğunu düşünerek derginin Temmuz 2009 sayısını inceledim (11). Derginin bu sayısında florür ile ilgili iki makale var. Birisi bebek mamaları ve florozis ilişkisini inceliyor (12), diğeri ise Amerikan okul öğrencilerinde florozis ile diş çürüklerinin ilişkisini konu alıyor (13). Suların florürlenmesi ile ilgili bir bahis yok. Amerikan Dişhekimleri Birliği (ADA) çeşitli florürleme uygulamalarını desteklemektedir, birliğin Kanıta Dayalı Dişhekimliği (ADA EBD (14)) web sitesinde florürleme ile ilgili kapsamlı bilgi bulunabilir (15).

Çok geç olmadan …

  • Florür tehlikelidir. Suları florürlemede kullanılan florürün çoğu gübre endüstrisinin toksik atığıdır.

Sayın blog yazarının hareket noktası, kimya endüstrisinde florür elde edilmesi için hidroflorik asit (HF) veya heksaflorosilisik asit kullanıyor olmasıdır. Florür üretimi için kullanılan bu iki bileşiğin kimyasal kaynaklarından birisi monokalsiyum fosfat üretim prosesidir. Monokalsiyum fosfat, yani süperfosfat ürünleri fosfor içerip besleyici oldukları için gübre olarak kullanılırlar, ancak bu madde aynı zamanda gıda ürünlerinde kabartıcı olarak da kullanılır. Anlaşılan gübre endüstrisine yapılan bu gönderme okuyucuyu tiksindirmek ve anlamı güçlendirmek amaçlı kullanılan bir ayrıntı. Flor elementi yeryüzünde çeşitli kimyasal reaksiyonlar aracılığı ile bileşikler oluşturur, kullanılır, bileşikler parçalanca flor başka bileşiklere geçer. Bu sebeple suları florürlemede kullanılan florürün gübre endüstrisinin “atığı” olması yanıltıcı bir ifadedir. Elbette bu tartışmadan bağımsız olarak kimyasal gübre dediğimiz şeyin nitrojen, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve sülfürden oluştuğunu ve bu elementlerin hiçbirisinin “pis” olmadığını da vurgulamak gerekir. Nitekim soluduğumuz havanın %78’i, gübrenin de ana bileşeni olan nitrojendir. Tiksindirici görünüyor, değil mi? Hayır, maalesef değil.

  • Çevre Koruma Ajansı Çalışanları Birliği (Environmental Protection Agency’s Employee Union) üyesi 1500 bilimadamı, avukat, mühendis ve profesyonel çalışanlar suların florlenmesine karşıdır. Bilimsel veriler kontrol dışına çıkan florüre maruz kalmada artışa, florür sindirmenin diş sağlığı açısından faydasının olmadığına ve bu sindirimin insan sağlığına zararına dikkat çekmektedir.

Demin de bahsetmiştim, bilim dünyasında aklı başında hiç kimse florürün diş çürüklerini tedavi ettiğini iddia etmiyor. Amerikan Dişhekimleri Birliği diş çürüklerinde son yıllarda görülen azalmanın florüre bağlanması gerektiğini düşünüyor (16). Suların florürlenmesi konusunu internette araştırırsak pek çok komplo teorisyeninin elinde malzeme olduğunu görürüz. İncelemekte olduğumuz blog sayfasından alıntıladığım yukarıdaki cümlede yer alan “bilimsel veriler” için verilen link, Amerikan Environmental Protection Agency (EPA) bünyesinde çalışan Dr J. William Hirzy (17) isimli bir anti-florür savunucusu ve avukat, mühendis vb mesleklere sahip arkadaşlarının kurduğu ortak bir insiyatifin çalışmasına gidiyor, yani bu görüş EPA’nın teşkilat olarak yayınladığı resmi bir görüş değildir. Gerçek bilim tarafsız olmalıdır, oysa J. William Hirzy adını google’a yazınca bu kişinin fanatik bir anti-florür savunucusu olduğunu anlıyoruz. Böyle bir kaynaktan tarafsız bilgi almamız çok zordur. Bu kişi bir tıp doktoru değil, doktora yapmış bir kimyagerdir (bkz. yalansavar / bir bilen safsatası). Kendisi florür ile ilgili bu düşüncelerini hakemli bir tıp dergisinde yayınlamamış, bir tıp kongresinde fikirlerini tıp uzmanlarına sunmamış, diğer uzmanlar ile tartışmaya açmamış. Hatta özgeçmişine bakılırsa kendisi bilimsel dergilerde yayın yapmak yerine bol bol konferans ve seminer vermeyi seviyor. Oysa bilim arenasında durum tam tersi işliyor. Fikirlerinizin doğruluğuna inanıyorsanız yapmanız gereken şey bu konuda makaleler yazıp bunların konunun diğer uzmanları tarafından incelenmesi sağlamak ve ardından bunları bilimsel dergilerde yayınlamaktır. Sözü edilen insiyatifin görüşlerinin aksini ispatlayan sayısız bilimsel yayın vardır. Bir örnek olarak Avrupa Birliği’nin sağlık ve çevre risklerini inceleyen resmi bilimsel komitesi (Scientific Committee on Health and Environmental Risks – SCHER) (18) yayınladığı ayrıntılı görüş bildirisinde önerilen oranlarda kullanıldığında sulardaki florürün tehlikeli seviyelere ulaşamayacağını söylemektedir (19).

  • Florür bir enzim ve hormon inhibitörüdür. Sindirim sistemi yanısıra sinir sistemini de etkiler.

Yazıda bununla ilgili özel bir kaynak belirtilmemiş. Kimyasal bir madde ile karşılaştığınız durumlarda zarar görüp görmeyeceğinizi belirleyen faktörler bellidir. Alınan doz, madde ile temas süresi ve temas şekli önemlidir. Aşırı miktarda florür alınması sonucu oluşabilecek zararlar elbette vardır. Fazla su içilmesi sonucu su “zehirlenmesi” (doğru tıbbi tabir ile entoksikasyonu), fazla kahve içilmesi sonucu kafein entoksikasyonu, fazla alkol alınması sonucu alkol intoksikasyonu ile karşılaşılması buna örnektir. Florürden kaynaklanabilecek zararlar, ifade edildiği üzere “enzim inhibisyonuna (engelleme, baskılama)” bağlı değildir. Florürün aşırı alımı sonucu oluşabilecek “hormon inhibisyonu” için ise, sadece tek bir hormon üzerindeki olası etkisine yönelik bazı yayınlar vardır. Şöyle ki, vücutlarında iyot eksikliği olan bazı kişilerde aşırı dozda florür alınması ile tiroid fonksiyonlarının etkilendiği görülmüştür, ancak aynı etki sağlıklı bireylerde gösterilmemiştir; yani iyot eksikliği ile florür yan etkileri arasındaki bağlantı net değildir. Aşırı dozda florür alınırsa sindirim sistemi yan etkileri görülebilir. Aşırı florür alımının zeka (IQ) üzerindeki olası negatif etkisi bazı çalışmalarda öne sürülmüş olsa da bunun asıl sebebinin iyot eksikliği mi yoksa florür fazlalığı mı olduğu ortaya konamamıştır.

Tüm bunları genel kültür bilgisi olarak verdim, çünkü bunların hepsi, aşırı düzeyde florür alınması ile ilişkili olağandışı durumları içerir (20). Diş macununda bulunan florür miktarı 1.000 ppm yani binde bir seviyesinde (ppm=parts per million), içme suyunda bulunan florür miktarı da 1 ppm yani milyonda bir seviyesindedir. Bunun anlamı genelde kabul edilen üst değerden hesaplandığında bir litre suda en fazla 4 mg florür bulunabileceğidir (21). Florürün kabul edilen aşırı dozu kilogram başına 3-5 miligramdır (70 kilo bir insan için 210-350 mg, 4 yaşında 15 kilo bir çocuk için 45-75 mg). Diş macunundaki florür seviyesi içme suyunun bin katıdır, bu sebeple -ufak bünyeleri olduğu ve aktif diş kemik gelişimi devam ettiği için- olası riski engellemek adına çocuklar tarafından yutulması istenilmez. Şunu unutmayalım, 100 gramlık bir tüp diş macununda toplam 0,1 gram florür bulunur ve hayatı tehdit edecek dozda florürü diş macunundan almanız için epey diş macunu yemeniz gerekir.

  • Florür kırılgan kemik ve dişlerin ana sebebi olmanın yanısıra, diş minesinde beyaz, açık gri veya kahverengi lekelere yol açar. Florür diş minesinin doğal oluşumunu bozar. Fluorapatite olarak daha kırılgan, sahte bir diş minesi yaratır. Bu sahte diş minesi normal diş minesine göre diş çürüklerinden uzun vadede daha iyi koruma sağlamaz. Bakterilere karşı kuvvetli bir bariyer diş çürüklerini önlemez, esasta mineral açısından zengin beslenme alışkanlıkları dengeli bir vücut kimyası yaratarak kemiklere ve dişlere gereken sağlamlığı kazandırır.

Bundan sonrasını toplu değerlendirmek gerekecek, zira bu fikir uçuşması cümlelerin her birisi için ayrı birer makale yazabiliriz. Yazıyı uzatıp sizleri sıkmak istemiyorum doğrusu. Keşke bu bilgilerin kaynakları da verilseydi de inceleyebilseydik. Florürün diş çürüklerini engellemedeki etkisi kanıtlanmıştır (22). Bu etkinin gözükmesi için florürün ya yüzeysel olarak (23) diş yüzeyine uygulanması veya ağızdan alınması (24) gereklidir. Ağızdan alınma durumunda, eğer diş oluşumu halen devam ediyorsa, florür diş yapısına geçer ve diş minesinde fluoroapatit denilen florürlü kristal yapının oluşması sağlanır. Bu kristalize yapıya sahip olan mine, diş çürümesine karşı direnç kazanır. İnsanda diş minesi oluşumu 16 yaşında sona erdiği için, bu yaştan sonra ağızdan alınacak florür bu mekanizma ile diş çürüklerini engellemekte etkisini yitirmiş olur. Bu aşamadan sonra yüzeysel uygulama ile başarı elde edilebilir.

Çocuk ve erişkinlerin ek takviye olarak florür almalarının gerekip gerekmediği dişhekimi ve çocuk doktorlarına sık sık sorulan bir konudur ancak bireylere florür sağlayan gıdalar çok çeşitli olduğu için buna genel bir cevap vermek kolay değildir. Dişhekimi ya da tıp doktoru eğer kişilerin florür alımında bir eksiklik olacağını düşünür ve veya çürüğe dayanıklı dişlerin oluşumunu desteklemek isterse, ağızdan florür takviyesini önerir. En sık uygulanan tespit yöntemi, aldığımız florürün ana kaynağı olduğu için, ailede kullanılan içme suyundaki florür miktarına bakarak karar vermektir. Sizin için örnek olması adına Türkiye’de en çok satılan su markalarından birisinin teknik verilerine baktım. Bu marka sudaki florür oranı milyonda 0,5 (0,5 ppm) seviyesinde. Teknik tablolara (25) bakınca bu suyu tüketen çocuklar için 3 yaşından başlayıp 16 yaşına kadar florür takviyesi yapılmasının uygun olabileceğini görüyoruz. Mecburi değil, ama kanıtlanmış faydası var. Eğer bireyin yiyecek içecek profili yeterli florür almasına engelse, florür takviyesine daha erken başlanabilir. 6 aylıktan küçük çocuklara ise florür takviyesi yapılmaz.

İncelediğimiz blog yazısının geri kalanında başka florür felaket senaryolarına ve iddialarına maruz kalıyoruz, okumamız tavsiye edilen iki internet linki ise “fluoridealert.org” ve “poisonfluoride.com” isimli sitelere ait. İsimlerinden de anlaşılacağı üzere bu sitelerde bol bol felaket tellallığı ve şehir efsaneleri bulunuyor.

Anlaşılan dişhekimliği fakültesindeki derslerimizde bize herşeyi yanlış öğretmişler.

Dolgu yapan bir dişhekimi

Kaynakça:

  1. http://dogalanneyim.blogspot.co.uk/2011/10/toksik-dis-macunu-florur-tehlikesi.html
  2. https://yalansavar.org/2012/07/16/vak-the-rock-misvak-the-rock/
  3. http://en.wikipedia.org/wiki/Fluorine
  4. http://en.wikipedia.org/wiki/Fluoride
  5. http://www.cdc.gov/about/organization/mission.htm
  6. http://www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/00056796.htm
  7. http://getir.net/gg2r
  8. http://www.cdc.gov/fluoridation/safety/dental_fluorosis.htm
  9. http://www.iegm.gov.tr/Folders/Document/Kozmetovijilans%20Form_85dfdd0.pdf
  10. http://en.wikipedia.org/wiki/Fluoride_therapy
  11. http://jada.ada.org/content/140/7.toc
  12. http://jada.ada.org/content/140/7/841.abstract
  13. http://jada.ada.org/content/140/7/855.abstract
  14. http://ebd.ada.org/Default.aspx
  15. http://ebd.ada.org/SearchResult.aspx?Search=fluoride
  16. http://www.ada.org/3088.aspx
  17. http://www.american.edu/uploads/docs/Hirzy-will-cv.pdf
  18. http://ec.europa.eu/health/scientific_committees/environmental_risks/index_en.htm
  19. http://ec.europa.eu/health/scientific_committees/opinions_layman/fluoridation/en/l-3/4.htm
  20. http://en.wikipedia.org/wiki/Fluoride_poisoning
  21. http://www.atsdr.cdc.gov/PHS/PHS.asp?id=210&tid=38
  22. http://en.wikipedia.org/wiki/Fluoride_therapy#References
  23. http://www.ada.org/3088.aspx#topical
  24. http://www.ada.org/3088.aspx#systemic
  25. http://www.ada.org/2684.aspx#dosschedule

Resimler: Wikimedia commons

About ilkay

Diş hekimi, yüksek öğretim kuruluşlarında yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalışıyor.

62 Yanıt to “Macuncu Geldi Hanım! Florürlü Macunlar Bunlar!”

  1. Flor oda ısısında değil oda SICAKLIĞINDA gaz halde bulunur. Isı ve sıcaklık kavramlarına daha çok dikkat etmeniz gerektiğini düşünüyorum aksi halde maalesef karşı çıktığınız araştırmayan/cahil/safsatacı zihniyete laf söylemeye pek de hakkınız kalmıyor.

    Beğen

  2. Bu dincilerde her şeye düşmanlar, hasta olunca bilime koşmayı biliyorlar, ya da arabalarını kullanmayı, internete girmeyi, bulaşık ve çamaşır makinesi kullanmayı, taralda gübre kullanmayı, hayatın her yanında bilimi kullanıp sürekli ona saldırıyor bilim adamlarına cehennemi layık görüyorlar, alayı nankör.

    Liked by 1 kişi

    • Dinle florürün ne alakası var. Birçok yaşam koçu kişisel gelişim uzmanı uzak durun florürden diyor. Bu insanların florüre düşman olmalarında ne gibi bir çıkarları olabilir anlatsana. İnsanların dişlerinin çürümesini mi istiyorlar sence bu sana saçma gelmiyorsa demek ki mantıklı düşünemiyorsun

      Beğen

  3. http://fluoridealert.org
    Lütfen su siteyi inceleyebilir misiniz?
    Bu tur konularda sizin sitenize çok güveniyorum.
    Sitedeki aciklamalar bana çok inandirici geldi.

    Beğen

    • Sayın asilzan, verdiğiniz siteyi inceledim. İsmi “florür alarmı” olan bir sitede tarafsız bir bilgi bulmayı beklemiyordum tabii ki. Benim yazımın ana konusu diş macunlarındaki florür olsa da orada genel bilgiler de vermekteyim. Florür ile ilgili bazı konularda bilgimiz kesin, bazı konularda bilgimiz yeterli değil. Toksikolojide bir maddenin toksisitesinden bahsederken ona ne miktarda ve ne süreyle maruz kaldığımıza bakmalıyız. Örneğin x ışınları kanserojendir, ama belli sınırlarda kullanıldığında hayat kurtarıcıdır. Hemen hemen her elementin fazlası toksik etki yapabilir. Kalsiyum faydalı bir elementtir, fazlası hiperkalemiye sebep olur. Sodyum da faydalıdır, fazlası hipernatremi yapar. Aynı şekilde florür de faydalıdır, fazlası florozis yapar. Önemli olan grektiği kadar almaktır. Bir bölgedeki yeraltı sularında fazla florür varsa o bölgede sulara ekstra florür katmak yanlıştır. Ama bu nedenle florür zeka geriliği yapıyor diye kestirip atmak da yanlış olacaktır. Bugün içme sularına florür katan ülkeler de var, katmayanlar da. Katmayanların sebepleri sadece sağlık değil, kimisi de lojistik zorlukları düşünüp mesela tuza florür katmayı tercih ediyor. Günün sonunda 4 ppm ‘lik bir günlük alım değerinden bahsediliyor. Bugünkü bilgilerimiz ışığında bu değerin altındaki florür tüketiminin sağlığa zararlı olduğunu söyleyemiyoruz. Gerisi de spekülasyona kalıyor. Sağlıklı günler dilerim.

      Beğen

      • Öncelikle cevabınız için teşekkür ediyorum ve izninizle bir soru daha sormak istiyorum.Bir çok blog ve haber sitesinde flörürün vücutta birikip ilerleyen yaşlarda kemik ve beyinle ilgili sorunlara yol açtığını söyleyen metinler yer almakta. Bunlar hakkında da kısa bir açıklama yapabilir misiniz?

        Beğen

      • Yetişkinlerin yetersiz florür almaları sonucu diş çürüklerine yatkınlıkları artacağı gibi ileri yaşlarda osteoporoz (kemik erimesi) riskleri de artabilir. Fazla alınması ise gelişme çağında ilk olarak kalıcı dişlerdeki renk değişiklikleri ile anlaşılır. (Süt dişlerinde renklenme olması için çok yoğun miktarlarda florüre maruz kalınması gereklidir.) Yetişkinlerin çok uzun süreli ve çok yüksek dozlarda florür alması durumunda diş minesinde zayıflama görüleceği gibi ileri vakalarda çeşitli kemik değişiklikleri de olabilir (örneğin kemik yoğunluğunda artış (osteoskleroz), omurga yapısında bozulma ve diz eklem problemleri (genu valgum) gibi). Bu uç örneklerin oluşması için ciddi miktarlarda florürün uzun süreli tüketimi gerekmektedir. Yetişkinlerin sadece florürlü su içerek veya florürlü diş macunu yutarak bu seviyelere ulaşması pek de mümkün değil. Halk sağlığı konularının yakından takip edildiği Amerika’da içme sularına katılan florür miktarlarını FDA takip etmiyor. Bu konuda gerçek bir risk olsaydı FDA’in konuyu yakın kontrole tabi tutacağını düşünüyorum.

        Hayat boyunca alınan florür vücutta birikmez. Aldığımız florürün belli bir miktarı sindirim sisteminde emilir, emilmeyen kısım dışkı ile atılır. Emilen kısmın da kullanılmayan bölümü idrarla atılmaktadır. Yani florürün vücutta bir metabolizması vardır. Bu metabolizmaya göre florürün depolanabileceği yer kemiklerimizdir. Aynen kalsiyum gibi florür de vücutta iskelet sisteminde depolanmaktadır. Fazla florür alımının beyin ya da sinir sistemi üzerinde olası etkileri ile ilgili olarak tıbbi kaynaklarda bir not bulamadım, belki bu iddiayı yapan web sitelerinin yazarlarından bu bilginin kaynağını sorabilirsiniz.

        Sağlıklı günler dilerim.

        Bazı kaynaklar (ingilizce olduğu için özür dilerim):
        http://www.cdc.gov/fluoridation/faqs/ ve http://www.cdc.gov/fluoridation/faqs/#overexposure1
        http://www.cdc.gov/fluoridation/
        http://www.fda.gov/drugs/newsevents/ucm363789.htm
        http://water.epa.gov/drink/contaminants/basicinformation/fluoride.cfm
        http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21701189

        Beğen

  4. Bu kadar uzun, açıklayıcı bir yazı yazıp sonra da üşenmeden tüm sorulara itinayla ve yine kaynak göstererek cevap veren yazarın elinden öpmek lazım. Teşekkürler İlkay Bey.

    Liked by 1 kişi

  5. Florün metabolizması nasıl çalışır peki, bu konuda bilgi var mı hocam? Yani vücuda giren florürden ne kadarı, ne kadar süre içinde kemikte veya vücudun farklı yerinde depolanırken; ne kadarı, ne kadar süre içinde atılır?

    Ayrıca yetişkin ortalama bir insan 2 tüp diş macunu(50 ml, 77 gr) yerse bahsedilen tehlikeli sınırı aşıyor… Ben küçükken diş macunu yiyordum, ufak tüplerdekilerden. Ne kadar yediğimi hatırlamıyorum, ne kadar süre boyunca da. Gerçekten kafama takıldı, zekâ geriliğine neden olan iyotun eksikliği değil de florürün fazlasıysa, şu an muhtemelen çok kötü durumdayım…

    Ayrıca epifizin kireçlenmesinden vs. bahsediliyor, onu zaten twit üzerinden sordum, bu konuyla doğrudan alakalı olmadığından.

    Beğen

    • Bu güzel sorunuza zamanında cevap veremediğimi üzüntüyle farkettim. Bu aralar memleketin durumu dahil pek çok nedenle Yalansavar cevaplarımı biraz aksattım. Kusura bakmayın. Ağızdan alınan florür hemen emilmektedir. Florürün emilimi sonrası kandan uzaklaştırılması iki yolla olmaktadır, idrarla atılım ve kalsifiye dokularda yani kemiklerde depolanma. Plazma yarılanma ömrü 5,78 saat, idrarda da 5,11 saat olarak belirtiliyor. Kemiklerde depolanma olayı yaşla ters orantılıdır, yani yaş arttıkça kemikte depolanma azalır. Zaten gerekli vakalarda ağızdan destek florür uygulaması genellikle çocuk ve gençlerde reçetelenmektedir. Ayrıca kalsiyum metabolizması ile florür metabolizması arasında da sıkı ilişki var. Florürün zeka geriliği yaptığına dair bir kanıtım yok, fakat zeki sorunuzdan anladığım kadarı ile çocuklukta diş macunu yenmesi sonucu alınan fazla florür zekayı arttırıyor olabilir 🙂
      Daha sağlıklı ve daha aydınlık günler dileklerimle.

      Linkler:
      1) http://adr.sagepub.com/content/8/1/5.short
      2) http://journals.lww.com/joem/Abstract/1983/25100/The_Relationship_Between_Plasma_Fluoride,_Urinary.12.aspx

      Beğen

  6. Öznur ŞAHİN 08 Ekim 2015 13:53

    İlkay Bey, çocuklarımızın dişlerine florürlü vernik uygulaması yaptırmalı mıyız peki?

    Beğen

  7. Sayın Diş Hekimi ne kadar iyi açıklasa da karşı görüşleri de dikkate almak lazım malum diş macununu ömrünüz boyunca florülsüz de kullansanız dişleriniz bu sebepten çürümeyecek.
    http://fluoridealert.org/ bu sitede gösterilen bir sürü bilimsel araştırmada zararlı olduğunu gösteriyor. Ama sırf inat olsun diye kullanacak varsa kendi bilir.

    Beğen

    • Katkınız için teşekkürler. Karşıt görüşleri değerlendirmek gerektiğine katılıyorum. Bunu yaparken karşıt görüşü öne sürmekte bir çıkarı olan sitelere dikkat etmek gerekiyor. Burada bahsedilen ve adı “florür alarmı” olarak çevrilebilecek siteden tarafsız bir bilgi alınabileceğini zannediyor musunuz? Florür hakkında tarafsız bilgi vermek isteyen bir site, kendisine isim olarak “florür alarmı” ismini alır mı? Bu sitede yapılan kısa bir gezinti sitenin güttüğü amacı hemen algılayabiliyor. Bu medyatik yaklaşımlı siteyi bir bilim sitesi olarak değerlendirmek biraz iddialı olur düşüncesindeyim.

      Beğen

      • herkes bir takım amaçlar doğrultusunda o amaca özel bir site kurabilir, bu meraklı kullanıcı veya tüketiciyi bilgiye ulaşmakta kolaylık sağlar, kişi bütün görüşleri inceler ve mantıklı sonuca ulaşmaya çalışır otoritenin dediği doğrudur mantığıyla yaklaşmaz kaldı ki benim esas dediğim florürlü diş macunu kullanma yahu ne kaybedersin ki bu kadar elzem bir şey mi ? değil, bence insanları bu tip yönlendirmeler yaparken etik bir sorumluluk yüklenmek gerekiyor ben o siteyi sadece örnek olsun diye verdim yerli bir takım araştırmalar daha var şimdi bir bilimsel araştırma atsam buradan böyle yazıyor desem nasıl olsa o da hatalı olacak bir tane daha atsam o da öyle denilecek ama özetle hatanın neresinde olduğu değil de genel olarak hatalı olduğunu bileceğiz.
        Özetle kullanmazsak bir şey kaybetmeyiz ama kullanımı şüpheliyse kullanma kafan rahat olsun hayatından hiç bir şey eksilmez, esen kalın.

        Beğen

      • Ben de florürlü diş macununun çok elzem olduğunu düşünmüyorum. Florürü küçümsemek istemem. Halk sağlığı açısından en büyük kazanımlardan birisi florürdür. Gelişmiş ülkelerde diş problemlerinin azalmakta olduğunu biliyoruz. Bunun en büyük sebebinin florür kullanımı olduğu kabul edilmektedir. Macunların hemen hepsinde florür vardır ve gereklidir. Bu sebeple hangi macunun kullanıldığı çok da önemli değil. Önemli olan diş fırçasının kalitesi ve sıhhi durumudur. Her hangi bir diş macunu iş görecektir. Sağlıklı günler.

        Beğen

      • Peki saygıdeğer diş doktoru beyefendi size sorum. Yukarda belirtilen site ya da dısarda birçok yerde karşılaştığım yaşam koçları uzmanlar ve internette birçok yerde karşılaştığım doktor yazılarında florüre karşı çıkmalarının kullanmayın epifiz bezini kireçlendiriyor diye ısrarla bunu dile getirmelerinin altında yatan neden nedir. Ticari bir çıkar olarak nasıl bir çıkarları olabilir. Adam bana kişisel gelişim yaşam koçluğu yapıyor florürsüz diş macunu al kullan diyor neden bunu söylüyor. Florürlü diş macunu rakibi olmadığına göre florürle aralarında husumet var başka bir mantıklı açıklaması olamaz varsa eğer aydınlatın lütfen

        Beğen

      • Sayın okurum, hitap tarzınız hiç hoş değil ancak yine de size bir kaç cümle ile cevap vermek isterim. “Yaşam koçu uzmanlığı” ya da “kişisel gelişim uzmanlığı” diye bir akademik ünvan yoktur, yani bu uzmanlar ile, misal veriyorum, iç hastalıkları uzmanlığını bir tutmamalısınız. Bu sebeple bir yaşam koçu uzmanından hastalık bilgisi almak ile bir doktordan hastalık bilgisi almak arasında fark vardır. Öncelikle bunu belirtmek istedim.
        Diğer sorunuza gelince.. Bir konuda iddiası olan kişiden o iddiasını kanıtlamasını istemelisiniz. Yani kanıt mecburiyeti iddia sahibinindir. Ben bahsettiğiniz kişilerin bu iddiaları öne sürmekte ne gibi bir çıkarları olduğunu bilemem. Sağlık konuları her zaman prim yapar, bir konuda “bilinen gerçeklere karşı çıkan cesur kişi” imajı da her zaman iş yapar. Size naçizane önerim, tabii eğer kabul ederseniz, florürü destekleyen ve florüre karşı çıkan yazıları incelemeniz; yani her iki tarafın da fikrini öğrenmeniz, kanıtlarını araştırmanız ve karara varmanızdır. Florürün zararlı olduğunu söyleyen kişilerle karşılaşacak ama bunu destekleyen sağlam bilimsel kanıt gösteremediklerini göreceksiniz; yani sadece kendi fikirlerini bize söylüyorlar. Oysa bilim fikirle başlar ama kanıtla yürür. Kanıt yoksa fikir fikriyatta kalacaktır. Bugün dünyanın düz olduğuna inanan bazı “uzmanlar” ve onlara inanan binlerce insan var. Kanıt, her şeydir. Sağlam kanıt öne sürüldüğü anda ben de florür zararlıdır derim, nitekim sağlık açısından zararlı olduğunu söylediğim bir çok madde var, ama şu anki bilimsel yayınlara göre (bakın, “bence” değil), florürün önerilen şekilde kullanımı insan sağlığı için zararlı değil, aksine faydalıdır. Bunun arkasındaki bilimsel gerçekliği de yazıda ortaya koydum. Aksi görüşlerde de bana kanıtla gelmenizi rica ederim, “o öyle dedi bu böyle dedi” ile bu iş yürümez.

        Beğen

  8. Nalan Yeşilyurt 07 Ocak 2016 04:41

    Uyanmayı nasip etsin Rabbim herkese.

    Beğen

  9. Gereksiz ilaç düşmanı ve bence bir numaralı çocuk doktoru Kadir Tuğcu da İlkay Bey ile aynı fikirde. İlgilenenler araştırabilir.

    Beğen

  10. ayşegül 10 Mart 2016 13:38

    Okullarda uygulanan florıd vernik diş üzerinde sertleşip kalıyor ancak ilerleyen saatlerde çocuk yemek yediğinde bu maddeyi yutuyor.Yutulan bu miktar zararlı mıdır?

    Beğen

  11. İlkay bey ben okullarda çocuklara halk sagligi projesiyle flor vernik uyguluyorum. Baslamadan önce de araştırmalar yaptim sizin de dediginiz gibi saçma yerlerden kulaktan dolma şeylere cevap verme adına. bi sorun yaşamadım. Ancak son uygulamada sınıfın biri hiç istemedi araştırdım ki velilerden biri örgütlemiş resmen zehirlenmesi beter birsey gibi anlatmış insanlar onam formuna bile dokunmak istememişler. Ve en acısıda beraber çalıştığım kurumdaki hemşire arkadaşlardan biri. Zaten güya cok doğal olan bi ürünün satışını yapıyo. İsmini vermem doğru olur mu bilmediğim için yazmıyorum. Ve ben ürünlerini almıyorum diye de zaten hekimliğime bile laf söylemişti. Bende baktım bilimsel şeyler fayda etmiyo sattığı ürünün macunu nu inceleyip içinde en ufak bişey bulursam belki ikna ederim diye.. ancak ürünün içeriği normaldekiler gibi düzgünce yazmiyo. Bana yol gösterir misiniz yardimci olur musunuz. Lütfen

    Beğen

    • bu tip uygulamalarda gönüllük esastır eğer okullar çocuklara faydalı olmak istiyorsa çocuklara diş sağlına zararlı olan ürünlerin tüketiminin azaltılması yönünde bilinçlendirmesi lazım ama amaç tüketimi artırmak ise önce bozup sonra iyileştirmek gerekiyor tabi. okulların bu tip bir uygulamayı herkese zorunlu bir şekilde uygulaması da tamamen saçmalık.Yine kimlerin cebi doluyor kim bilir, herkes çıkar peşinde.

      Beğen

      • Serkan Bey, zaten uygulama zorunlu değil, arzu etmeyen veliler bunu reddedebilirler. Bunun için bir form imzalanıyor, aydınlatılmış onam formu.

        Beğen

      • Serkan bey yazıyı nasıl okudunuz anlamadım… okullar yapıyor değil halk sağlığı diye yazdım zaten.kesinlikle zorunlu değil. bazen çocuklar ağlıyo bende yaptırmak istiyorum diye ama veli izni olmadığı için kesinlikle yapmıyoruz. ayrıca problem velilerin izin vermemesi değil bir kişinin yalan yanlış dolduruşlarına inanmaları ki o da kendi ürünlerini satmak için yaptığı bir şey. madem bu kadar ince düşünceliler çocuklarını çok önemsiyo gibi görünmek istiyolar çocuklarının bi kere ağzını açıp da bi baksınlar. ki bu durum sosyal statüyle falan da alakası yok.istisnasız her kesimde aynı sorunlar. zaten velilere de söylüyorum siz her gün bakın ilgilenin fırçalatın başka bişeye gerek yok zaten ama nerdeeeee.. buraya daha çok yazarım da sayfanın asıl amacından çıkıyorum. ve sinirleniyorum. kırıcı bişey söylediysem de özür dilerim….

        Beğen

    • Şeyma Hanım, çevremizde o kadar çok safsata ve felaket tellalı var ki, ben de ne yapacağımızı bilemiyorum. Doğallık safsatasında bu gibi durumlara değinmiştik. Sanırım yapılabilecek şey, bu “doğal” diş macununu satan ve reklamını yapan kişiden içeriğinde hangi maddelerin VE hangi miktarlarda bulunduğunu açıklamasını talep etmek. Sonuçta arsenik de doğal bir element ama harhalde bunu tüketmemiz çok da sağlıklı değil 🙂 Sadece o “doğal” diş macununun içindeki maddeleri sayması yetmez, bu maddelerin bu macunda ne amaçla bulunduğunu da söyleyebilmesi gerekir. Satılan ürünün tarım bakanlığı ruhsatı olup olmamasına da bakılabilir. Piyasada satılan diş macunlarının içeriği ve formülü gizli değil, içinde mucizevi şeyler de yok; ama içinde florür bulunmayan veya örneğin büyük partiküllü silika tanecikleri içeren bir karışımın faydalı olmayacağını da biliyoruz. Kolaylıklar dilerim.

      Beğen

      • İlkay bey çoook teşekkür ederim. Sayenizde bir yol çizdim ve rahatladım. Size de kolaylıklar dilerim 🙂

        Beğen

    • Bilim ilim bilmektir zehir olduğunu düşünmek normaldir zaten dökülecek dişlere niye bu kadar zahmet niye bu kadar ısrarcısınız 100 sene önce toryumlu diş macunu yapmadılar mı toryumlu çikolatalar ve dahi kozmetik ürünler pek çokları doku kaybına neden oldu kimin neden öldüğü bile anlaşılmadı florü kendi çocuklarınıza veriyor musunuz kardeşim yaptığınız işten ne kadar eminsiniz sizler biz vatandaşları niye hafife alıyorsunuz bizim çocuklara olan hassasiyeti,diş hassasiyetiyle karıştırmayın dua edin o dediğiniz kişi örgütlemeyle kalıyor açıkçası sizlere güvenmiyoruz kardeşim.

      Beğen

  12. İlginçtir bir de hep diş macunu bağlantılı florür zararlı denilmiş. Ama aynı florür maden suyunda da var ve zararlı olduğuna dair bir yazıya denk gelmedim. 🙂

    Beğen

  13. Açıkçası benim de kafam karıştı. Çok çarpıcı iddiaların yer aldığı bir habere denk geldim.
    http://www.yenisoz.com.tr/florurlu-macun-kullan-aptallas-haber-9456

    Beğen

    • Sevgili okur, ne yazık ki bu iddiaların hiç birisi sağlam temelli değil. Kafanız karışmasın, hepsini daha önceden duydum ve araştırdım. Bu “haber”, felaket tellallığı ve komplo teorileri üzerine kurulmuş ve okuyucuyu heyecanlandıracak şekilde kaleme alınmış. Sözü geçen iddiaları inceleyip araştırabileceğimiz bir kaynak yok, sadece “o öyle dedi bu böyle dedi” cümleleri var. Eğer biraz araştırırsak biz de uzaylıların aramızda yaşadığına ya da aya hiç bir zaman inilmediğine dair çok çarpıcı iddialarla karşılaşabiliriz. Tüm dünyayı bir kaç aile yönetiyor, Amerika bizi aşılayıp kısır edecek, her yıl açıklanamayan sebeplerle insanlar kendiliğinden alev alıyor vb cinsi bilgi içeren ve sansasyon amaçlı bu cins yazılar ne yazık ki Yalansavar okurları için güzel bir pratik malzemesi olmaktan öteye gidemiyor. Siz bilimin gösterdiği yoldan gidin, ciddi dergilerde yayınlanan makaleler dışında basında yer alan haberlere çok itibar etmeyin; pişman olmazsınız 🙂 Sağlıklı günler dilerim.

      Liked by 1 kişi

  14. Sevgili hocam her soruya bıkmadan usanmadan cevap verdiğiniz için size teşekkürü bir borç biliriz. Bilim kazanacak. Kaynaksızlar ve safsatacılar kaybedecek.

    Beğen

  15. merhabalar kafama takılan bir kaç sorum olaçak misal şeker dişlere zaralı deniliyor diş macunları neden şekerli, kalsiyum florür dahamı önemli diş kemik bakımı için,tuzlu diş macunu kullanmak dahamı mantıklı ilginiz için teşekkür ediyorum

    Liked by 1 kişi

    • Merhaba, diş macununda şeker bulunduğuna şahit olmadım. Macunun tadını iyileştirmek için sükraloz ya da sakarin gibi tatlandırıcılar kullanılıyor ama şeker yoktur. Diş bakımı için florür en önemli bileşendir. Kalsiyum ise minede mevcut olabilecek mineral kaybını yerine koymak için macunda mevcuttur. Tuzlu macun deyince, buradaki tuz eğer sodyum klorür ise bunun diş yapısına bir faydası yoktur ama eğer varsa diş eti problemine yararı olabilir. Diş bakımı için içinde florür olan her hangi bir macunu kullanabilirsiniz. Hepsi iş görür. Fırçanıza dikkat edin. Orta sertlikte ve orta büyüklükte olsun (medium). Fırçayı ideal olarak üç ayda bir değiştirmek gereklidir.

      Ek bilgi: Dayanamadım, ek bilgi vereyim 🙂 Diş çürüğü bir enfeksiyondur. Bakteriler tarafından oluşturulur. Bu bakteriler şekerle beslenir, bakterilerin beslenmesi sonucu artık olarak ortaya çıkan asitler ise mine üzerindeki minerallerin çözünerek buradan uzaklaşmasını sağlar ve dişte bir oyuk açılır. İşte şeker bu sebeple dişlere zararlıdır. Şeker olmasa bakteri beslenemez, bakteri olmazsa da diş çürüğü olmaz.

      Beğen

  16. Ben cocuguma zymafluor veriyorum 3 yasinda her gun 0.50mg aliyor.bu durumda florurlu dis macunu kullansak her gun yutsa bile bir problem yaratir mi acaba

    Beğen

    • Merve Hanım, zymafluor dozunuz doğru. Doktorunuz başka şekilde önermediyse 4 yaşına kadar 0,5 mg/gün almalı, 4 yaşı ile 12 yaşı arasında önerilen doz 1 mg/gün’dür. 6 yaşına kadar çocuğunuzun dişlerini yetişkin diş macunu yerine çocuklar için hazırlanmış diş macunu ile fırçalaması önerilir. Bu sayede sorun yaşamazsınız.

      Beğen

      • Cok tesekkur ederim.2 yaş icin dogru doz nedir acaba

        Beğen

      • Eğer doktorunuz tarafından başka şekilde önerilmezse genel dozaj şu şekildedir:

        15 gün – 2 yaş arası, 0.25 mg/gün (damla)
        2 yaş – 4 yaş arası 0.5 mg/gün (damla veya tablet)
        4 yaş – 12 yaş arası 1 mg/gün (tablet).

        Yurtdışında bu cins kullanımı var. Türkiye prospektüsündeki bilgi, biraz da tablet formu olduğu için biraz değişiktir:

        6 ay – 3 yaş: 0.25 mg/gün
        3 – 6 yaş: 0.50 mg/gün
        6 – 16 yaş: 1.00 mg/gün

        Eğer çocuk başka kaynaklardan da florür alıyorsa o zaman aşağıdaki şema tercih edilebilir.

        6 ay – 3 yaş: verilmeyebilir.
        3 – 6 yaş: 0.25 mg/gün
        6 – 16 yaş: 0.50 mg/gün

        Beğen

  17. peki şu arkadaşın yaptığı deney ”su buharlaştırma” sonucunda ortaya çıkan ne olduğu belirsiz lekelere ne demeli? https://www.youtube.com/watch?v=0-Hzui4Qpl4

    Beğen

    • Ne demeli? “İnternette gördüğümüz bu ve benzeri videolara, bilgi ve sayfalara inanmak ne kadar doğru olabilir?” demeli. Bu deneyi evde tencere tava ile yapmak yerine bir laboratuvar ortamında neden yapmıyorlar? Neden bu buluşlarını hakemli bilim dergilerinde yayınlamıyorlar? İŞİD’in meşhur asker yakma videosuna, konunun uzmanları gerçek demesine rağmen yüzlerce kişi şüphe ile yaklaştı. Neden bu cins Youtube videolarına da aynı hassasiyet gösterilmiyor? Sanırım sebebi şu, inanmak istediğimiz düşüncelere karşı sempatimiz var, karşıt görüşlere ise mesafeliyiz. En iyisi konu hakkında tarafsız uzman kuruluşların ne dediğine bakmak. WHO, FDA, CDC vb… Ha, bunlar tarafsız değil derseniz o zaman başka komplo teorilerine yelken açacağız demektir.

      Beğen

      • Verdiğiniz örnekteki şüphe ile yaklaşım büyük olasılık ile duygusallıktan oluyor. Siz de belli ki duygusal yaklaşmışsınız.

        Beğen

  18. Bende bu yazdığınız ayrıntılı ve de bilgilendirici yazınıza çok teşekkür ediyorum. Özellikle son zamanlarda anti flor bir akım oluşmakta malesef.yazmıs olduğunuz yazı gayet objektif ve bilgilendirici.

    Beğen

  19. Dogal olarak merak ettim biraz fazla kullanimi zararli oldugu soylenen bir maddeyi kemiklerde yarisinin kaldigi soyleniyor hatta soylentiden cok bilimsel dayanagi var arastirmalarin nasil bukadar savunabiliyorsun vede digerlerinin soyleomlerine tarafsiz omadiklari icin ciddiye almiyorum diyorsun peki ya hakliysalar insanlari sakinlesirip !!! Kemiklerde toksit kalinti birakiyorsa ya bukadar insani yanlis yonlendiriyorsan bir cok urunun zamanla zararli ve kansorijen oldugu ortaya cikiyor tarafsizim diyorsan her iki gorusude aktarman lazim ama sen daha cok saldirgan bir bicimde o maddeyi savunmayi tercih etmisin sebebi ne acaba

    Beğen

  20. Florid konusunda biraz şüpheyle yaklaşıyordum ama bu yazı ve yorumlar çok faydalı oldu.
    iki nokta önemli bence;
    Birincisi uygun dozda alınan florürün zararlı olduğunu iddia eden yazı yada sitelerde bilimsel bir kaynağa rastlamadım. Ama florürün uygun dozda alınmasının diş çürükleri ile mücadele etmede faydalı olduğunda dair bir çok atıf var. İtiraf edeyim bunları okumadım. İngilizcemle bunları anlamak için uzun zaman ayırmam gerekir.
    İkinci nokta ise aslında karbonhidratlı beslenmenin diş çürüklerinin en önemli sebebi olduğu görülüyor. Karbonhidratı hayatımızdan çıkarmak çok mümkün görünmüyor ve sağlıklı da olmaz elbette ama tüketimini kontrol etmek, kolayca parçalanan endüstriyel şekerlerden (kastım abur-cubur, unlu ve şekerli tüm hazır gıdalar.) kaçınmak diş hastalıkları ile mücadelede en önemli nokta. 20’li yaşların ortalarına kadar ağzımda 10 civarında kanal tedavisi ve dolgu oldu. Oysa son 15 yıldır dişçiye gitmeme gerek kalmadı. Bunun en önemli sebebinin beslenme alışkanlığı olduğunu düşünüyorum. 25 li yaşlardan sonra diyetimde azalttığım ve 40 yaşlarda neredeyse sona erdirdiğimi unlu ve şekerli hazır gıdalar nedeni ile uzun süredir diş sorunları yaşamadığımı düşünüyorum.
    Faydalı bu yazı için teşekkür ederim.

    Beğen

  21. Merhabalar, yazınızı ilgi ile okudum. Yalansavar’ın skeptik yaklaşıma verdiği değere umuyorum herkes bir gün erişebilir. Yalnız diğer kaynakları da okuduğumda takıldığım bir nokta var. Örneğin Google Akademik’te “brain effect fluoride” şeklinde bir arama yapıp bir kaç makaleye göz attım. Sizin belirttiğinizin aksine bu makalelerde florür’ün (farelerde) kas ve beyinde de tutulduğuna dair sonuçlardan bahsediliyor. Bu konuda yorumunuzu merak ediyorum. Sonuçlardan bir iki örnek;

    http://europepmc.org/abstract/med/11938978

    8eb23f3cdf69079fa3b481ae7fcf60.pdf erişimi için tıklayın

    Beğen

    • Merhabalar, elbette vücuda alınan her maddenin bir optimum etki seviyesi, bir de toksik dozu var. En basitinden suyu ve oksijeni örnek verebiliriz. Florürde de aynı durum söz konusu. Florürün etkili olduğu bir seviye, bir de toksik olduğu bir seviye var. Toksik seviyede vücutta çeşitli organ ve dokularda florür tutulumu ve zararları görülecektir. Bu zaten bilinen bir gerçek (bkz http://www.sciencelab.com/msds.php?msdsId=9927595 Sodium fluoride MSDS). Bunun aksine bir şey söylediğimi hatırlayamıyorum. Örneğin verdiğiniz ikinci makalede farelere 20 mg/kg/vücut ağırlığı/gün miktarında sodyum florür, 14 gün boyunca enjekte edilmiş. Farelerde LD50 dozunun 51,6 mg/kg/vücut ağırlığı/gün olduğunu da belirtmişler. Yani deneyde çok yüksek bir doz, üstelik enjeksiyon yolu ile ve 14 gün boyunca verilmiş. Bu doz, vücuda veriliş yolu ve süre elbette toksik etkiyi gözlemek için verilmiş. İnsanda bu denli yüksek dozlara ulaşmak çok kolay değil. Günlük kullanım ile bu seviyeler elde edilemez. İzninizle ek olarak bu makalenin yayınlandığı dergi konusunda da şüphelerim olduğunu ekleyeyim. İnsan daha prestijli dergilerde yayınlanan makaleler görmek istiyor. Birinci makalede ise sadece abstract var, bu nedenle deneyde florozis oluşturmak için kullanılan seviyeleri öğrenme imkanım olmadı. Araştırmacı beyinlere rastlamak ne kadar güzel 🙂 Sizi tebrik ediyor sağlıklı günler diliyorum.

      Beğen

    • Sevgili meslektaşım bir yorum bırakmamış ama blogunda yer alan gerek florür yazısı gerekse amalgam yazısından anladığım kadarıyla benim bu konulardaki görüşlerimi paylaşıyor. Kendisine ilgisi için teşekkür ediyorum.

      Beğen

  22. hocam merhaba. yazıyı yazalı baya bir zaman geçmiş fakat ben daha yeni görüyorum ve kafama takılan bir soru var. aslında sorumun cevabını yazınızda yer yer cevaplamışsınız fakat ben direkt olarak kısa ve net bir cevap arzuluyorum. bir kaç yıl boyunca (düzensiz) dişlerimi florürlü diş macunu ile fırçaladım. bunun bende bir zeka geriliği, az da olsa bir IQ düşüklüğü yapma ihtimali mevcut mu?

    Beğen

    • Hayır, bugünkü bilgimize göre böyle bir ihtimal mevcut değil. Piyasada satılan diş macunlarının hemen hemen hepsinde florür vardır. Eğer dediğiniz gibi bir tehlike olsaydı şimdiye kadar çoktan farkına varılmış olurdu.

      Beğen

      • Size çok flor yutturmuşlar gerçekleri göremiyorsunuz eğer benim çocuğuma biri o verniği yanlışlıkla bile sürse o eli kırarım o kadar eminim ki flor zehirdir ve gelecekte tüm dünyada titanyum dioksit ile birlikte yasaklanacaktır.100 sene sonra tarih okuyanlar bu maddelerin diş macununda olduğunu okuduklarında şaşıracaklar kaldı ki sizin zihniyet işi toptan bitirmek için avuç dolusu vernik sanki oduna uygular gibi nazik bedenlere bu zehiri veriyor biraz tarih okuyun diyecem ama size fayda etmez

        Beğen

  23. Merhaba İlkay Bey, florür konusunda tartıştığım bir arkadaş şunları söyledi: “Macunu yemenize falan gerek yok o florür dişlerinize/diş etlerinize değdiği an beyninizin en ücra köşesine kadar ulaşıp başta epifiz bezi olmak üzere pek çok mühim organı hasara uğratıyor. ” Bunun bilimsel dayanağı var mıdır merak ediyorum. Kendisine yutmadan etki etmeyeceğini söylediğimde biyokimyasal birikim ile sinirsel etkinin farklı olduğunu söylemişti.

    Beğen

    • Merhaba Bora Bey, insanlarda florürün asıl vücuda alınma (yani emilim) yolu sindirim sistemiyle olmaktadır. Florür iyonları deriden geçemez, ağızdan ve diş etlerinden emilemez. Bir maddenin beyine ulaşabilmesi için emilip kana karışması, hatta kan-beyin bariyerini aşması beklenir. Ağızdan ve deriden emilimi olmayan florür iyonlarının beyine gitmek için bir yolları da yoktur. Bu sebeple arkadaşınızın söylediği şeyin fizyolojik bir temeli bulunmuyor.
      Bu konuda Avrupa Birliği halk sağlığı sayfasında bazı bilgiler var. Ne yazık ki site İngilizce, Türkçe kaynak vermediğim için özür diliyorum. Sağlıklı günler dileklerimle.
      Link: https://ec.europa.eu/health/scientific_committees/opinions_layman/fluoridation/en/l-2/2.htm#0

      Beğen

  24. Kesinlikle flor zehirdir çünkü zaten yeni diş çıkaracak çocuklara bunu uygulamanın ne mantığı var süt pahalı mı geldi fındık ceviz pahalı değilmi kimse bi tarafından element uydurmasın neden çocuklar hedef oluyor acaba floru öveceğine doğal besinlerle beslenmeniz gerektiğini niye anlatmıyosun.okullarda flor dağıtana kadar ne olduğu belirsiz şeyleri ana sınıfı çocukları üzerinde deneyeceğinize yoğurt veya süt niye dağıtılmıyor

    Beğen

    • Ayrı şunu belirtmek isterim bilindiği üzere toryum bir radyoaktif bir elementtir türkiyede bilinmez ancak 1900 lü yıllarda diş macunlarında kullanıldığını kimler biliyor acaba onlar para kazanmak için herşeyi bize yutturmak istiyorlar ve bal gibi gösteriyorlar ayrıca bir madde daha varki flor dan daha tehlikeli olduğunu düşünüyorum titanyum dioksit biraz araştırın bence hadi hayırlı satışlar şimdi

      Beğen

  25. Merhabalar

    Florür azı yarar çoğu zarar bir şey malum.Şimdi siz diş macunundaki florürün diş eti vs yoluyla emilemeyeceğini, sadece bağırsaktan emildiğini söylüyorsunuz.Peki diyelim ki fırçama sıktığım macunun içinde 100 birim florür var.Bu 100 birimin hepsi diş yüzeyine tutunup orda kalıyor mu ? Hepsi dişin yapısına geçmiyorsa bir kısmı ağızda kalıyor demek oluyor.Bu ağızda kalan kısım suyla çalkaladıktan sonra %100 uzaklaştırılıyor mu? Uzaklaşmıyorsa biz bunu yutuyoruz o zaman.Endişe duyduğum şey bu yolla gereğinden fazla florür almak.

    Beğen

    • Düşünme şekliniz hoşuma gitti ama içiniz rahat olsun. Doğrudur, diş macunundaki florürün olumlu etkisi yüzeysel temasla olur. Florür, diş minesinin kaybettiği minerallerin yerine konmasında, yani “remineralizasyonda” yardımcıdır. Bu da çürükleri önler. Kullanılmayan florür de çalkalama ile uzaklaşır. Ağızda çalkalama sonrası bir miktar florür kalabilir ama bu miktarın sağlığa zararı yoktur. Unutmayın, florür sadece diş macununda olan bir madde değil, yani günlük hayatımızda başka kaynaklardan da florür alırız. Fırçalama sonrası hiç tükürmez, ağzınızdaki her şeyi yutarsanız ve bunu sık sık ve düzenli yaparsanız belki zararlı olabilecek dozlara ulaşabilirsiniz. Bu sebeple kullanım kılavuzlarında ağız bakım ürünlerini yutmadan tükürmenizi söyleyen uyarılar vardır. Bir seferde toksik doz florür almak için bir tüp diş macununun hepsini yemeniz gerekecektir.
      Toksikolojide toplam doz genel formülü şöyle özetlenebilir: miktar x sıklık x süre. Örneğin 500mg’lık Aspirin’i günde üç defa iki gün boyunca alırsanız aldığınız toplam doz 500x3x2=3,000mg olur. Bu doz, ilacın kullanımı için normaldir. Ancak tek seferde 3,000mg Aspirin aldığınız zaman çok da riskli bir şey yapmış olursunuz. Benzer şekilde günde üç defa dişlerini fırçalayan bir kişinin alacağı doz miktarı zararlı seviyeye ulaşmayacaktır. Florür vücutta birikip hayat boyunca orada kalan, hiç atılmadan biriken bir şey değil. Onun da bir metabolizması var. Bir yandan alınırken bir yandan metabolize ediliyor. Yeter ki bir anda yüksek seviyelere ulaşmayın.
      Sağlıklı günler dilerim.

      Beğen

Trackbacks/Pingbacks

  1. Florür: Diş Macunumdaki Düşman (mı)? | Alternatif Anne - 31 Ağustos 2012

    […] – Yalansavar.org Macuncu Geldi Hanım! Florürlü Macunlar Bunlar! https://yalansavar.org/2012/08/03/macuncu-geldi-hanim-florurlu-macunlar-bunlar/ […]

    Beğen

  2. Florür: Diş Macunumdaki Düşman (mı)? - BebekveBen - 16 Ocak 2019

    […] – Yalansavar.org Macuncu Geldi Hanım! Florürlü Macunlar Bunlar! https://yalansavar.org/2012/08/03/macuncu-geldi-hanim-florurlu-macunlar-bunlar/ […]

    Beğen