Kalderon Yunusları Vahşeti

Kalderon Yunusları Vahşeti konusu çok uzun zamandır gündemde olan bir durum. 2009 yılında kasım ayı itibariyle yayılmaya başlayan bu mesaj, Faroe adalarında Kalderon yunuslarının vahşice katledilmesiyle ilgili dehşet verici fotoğrafları barındırmaktadır.

İçerik:

İngilizce Mesaj:

Calderon Dolphins
Please keep the list going around the world . . .

Denmark should be ashamed.
The sea is stained in red and it’s not because of the climate effects of nature.
It’s because of the cruelty of the human beings (supposedly civilized humans)
who kill hundreds of the famous and intelligent Calderon Dolphins.
This happens every year in Feroe Island in Denmark . In this slaughter the main participants are young teens.
WHY?
A so-called celebration- -to show that they are adults and mature!
In this big celebration, nothing is missing for the fun.
Everyone is participating in one way or the other, killing or looking at the cruelty, supporting like a spectator?
Is it necessary to mention that the dolphin Calderon, like all the other species of dolphins, is near extinction and they get near men to play and interact.
In a way of PURE friendship!
They don’t die instantly; they are cut 1, 2 or 3 times with thick hooks.
And at that time the dolphins produce a grim cry like that of a newborn child.
But he suffers and there’s no compassion while this magnificent creature slowly dies in its own blood.
It’s enough! This has to stop!
We will send this mail until this email arrives in any association defending the animals, we won’t only read.
That would make us accomplices, viewers.
Take care of the world, it is your home!
Sign against this cruelty 

Türkçe Mesaj:

Calderon Yunusları
Lütfen listenin (iletinin) dünyayı dolaşmasına katkıda bulunun…
Danimarka utanmalıdır.
Denizdeki kırmızılık iklimsel bir olaydan kaynaklanmıyor.
Bu durum, ünlü ve zeki Calderon Yunusları’ndan yüzlercesini öldüren ve (medeni olduğu iddia edilen insanoğlunun) vahşeti yüzündendir.
Bu durum Danimarka’nın Feroe Adaları’nda her yıl gerçekleşmektedir. Bu katliamın asıl katılımcıları ise 18 yaş altı gençlerdir.

NİÇİN
Bu sözde kutlama gençlerin yetişkin olma ve olgunlaşma gösterisidir.
Bu büyük kutlamada eğlenme adına hiçbirşey kaçırılmamaktadır.
Öldürerek veya bu vahşeti seyrederek, taraftar gibi destekleyerek herkes bu olayın bir şekilde katılımcısı olmaktadır.
Şunu ifade etmek gerekli midir bilinmez ama, Calderon yunusları, diğer tüm yunus türleri gibi, insanlarla etkileşim içinde olan ve oyun oynayabilen en yakın nesildir. Sadece saf bir arkadaşlık olarak!
Tek seferde, birdenbire ölmezler; Kancalarla 1, 2 veya 3 kez kesilirler.
Ve bu sırada yunuslar aynı yeni doğmuş bir çocuk gibi korkuyla karışık bir ağlama sesi çıkarırlar.
Bu muhteşem varlıkların kendi kanlarında yavaşça ve acı çekerek ölmesi esnasında hiçbir acıma / merhamet yoktur.
Yeter! Bu durum artık durdurulmalı!
Bu maili herhangi bir hayvan savunucusu birlik / oluşumun eline geçene kadar herkese gönderelim, sadece okumayalım.
Yoksa biz de bu olayın izleyicisi ve suç ortağı oluruz.
Dünyaya sahip çıkalım, çünkü o bizim evimiz!
Bu vahşet için imzalayın:

Fotoğraflar:

Doğruluk:

Resimler doğru, hikaye kısmen doğru ama güncel değil.

Yorumlar:

Öncelikle hikayede sözü edilen ‘Kalderon Yunusları’ hakkında bir bilgi vermek gerekiyor. Sözü edilen canlılar Kalderon Yunusu olarak isimlendirilmemektedir. Fotoğraflardan anlaşıldığı kadarıyla bu canlılar ‘Globicephala melaena’ isimli pilot balinalardır. Teknik olarak yunuslar (Delphinidae) ailesine dahil edilmekle birlikte, balıkçıların ringa balıklarına ulaşmak için bu balinaları kullanmalarından dolayı ‘pilot’ lakabıyla tanınmaktadırlar. Aktivistler bu canlıları özellikle yunus olarak adlandırarak etkili bir kampanya düzenlemektedir.

Faroe adalarında her yıl gerçekleştirilen bu avların doğru olduğuna şüphe yoktur. Bu avın balina nüfusunu tehdit etmediği bilinmektedir. Toplam 800.000 civarındaki pilot balina nüfusunun küçük bir yüzdesi bu adalara uğramakta, bunların da çok azı (değişik kaynaklara göre 1000-2000 arası) avlanmaktadır.

Tartışmanın güncel olmadığına da dikkat edilmelidir. Konu 1980’lerde kamuoyunu epey meşgul etmiştir. 1986 yılından itibaren her türlü ticari balina avcılığı yasaklanmıştır. Uluslararası aktivist derneklerin baskısıyla Faroe yönetimi ve Danimarka hükümeti de çeşitli düzenlemeler oluşturulmuştur. Örneğin Faroe yasalarına göre avlanma sırasında gereksiz şiddet uygulamak suçtur. Zıpkın, mızrak ve ateşli silah kullanımı yasaklanmıştır. Balina avlayan kişinin kıyı şeridi içerisinde olması gerekir.

Faroe adalarındaki balina avı, ticari değildir. Avlanan balinalar satılmaz. Bunun yerine küçük topluluklar tarafından yakalanan balinalar, çevre aileler arasında paylaşılmaktadır ve yıl boyunca tüketilmek üzere depolanmaktadır. Fazlalıklar ise çevre hastanelere ve yaşlılara bağışlanır. Yenilebilenlerin haricindeki kısımlar ise değişik amaçlarla değerlendirilir. Son yıllarda Faroe sağlık bakanlığı, aşırı civa içeren balina etinin tüketilmemesi gerektiği yolunda duyurular yayınlamıştır. Hamilelerin balina eti tüketmesi kesinlikle yasaklanmıştır.

Av yöntemi, gruplar halinde dolaşan balinaların kıyıya sürülmesi, özel tasarlanmış bir kancayla omurga kısmına vurulan bir darbeye dayanır. Bu yöntem balinanın çok hızlı ölmesine neden olsa da atardamar hasarı dolayısıyla çok kanlı bir sahne ortaya çıkar.

Aktivitenin bir ergenlik seremonisi ya da büyümekle ilgili bir kutlama olduğuna dair hiç bir kanıt yoktur.

Olayın Avrupa Birliği ile ilişkilendirilmesi ise eksik bilgiye dayanır. Çünkü Faroe adaları Danimarka sömürgesi olan otonom bir yönetime sahiptir, dolayısıyla AB kurallarına tabi değildir. Coğrafi olarak Danimarka’ya çok uzak olmakla birlikte nüfusun yanlızca %5,8’i Danimarka kökenine sahiptir.

Dolaşmakta olan mesaj, eksik/yanlış bilgiler içerse de avın gereksiz şiddet içermesi, av partisine küçük çocukların da katılması, çok sayıda balinanın tek partide avlanmasının oluşturduğu kötü görüntü konusunda aktivist topluluklara katılmamak mümkün değil.

Kaynaklar:

About Serdar

Yalansavar'ın İngiltere konsolosu, Boğaziçi Üniversitesi mezunu, girişimciliğin tadını almış bir daha bırakamamış, Londra gezgini, podcast tutkunu, kız babası, Greenwich Skeptics in the Pub teknikeri :)

Yorumlar kapatıldı.

%d blogcu bunu beğendi: