
Keşke kalp damarlarımızdaki yağlar da bulaşık yıkarkenki gibi sıcak suyla akıp gidebilse...:)
Başlığı “Yemeklerden Sonra Sıcak Su İçin” ya da “Kalp Krizine Karşı Sıcak Su” olan bir e-posta ile yemeklerden sonra sıcak su içilmesi öneriliyor ve soğuk su içmenin kalp damarlarını tıkadığı ve kansere neden olduğu iddia ediliyor.
İçerik

Kalp krizine Karşı Sıcak Su e-postası ekinde dolanan resim
KALP SAĞLIĞINIZA DİKKAT EDİNİZ!Bu yazı önemlidir.
Sadece öğünlerden sonra sıcak su içme konusuna değil kalp krizi risklerine de değinmektedir. Çinliler ve Japonlar yemeklerinden sonra soğuk su değil sıcak çay içerler. Belki biz de yemekten sonra sıcak bir şeyler içme alışkanlığımızı onlardan edindik.
Eğer yemeklerden sonra soğuk şeyler içiyorsanız bu yazı size hitap ediyor. Yemekten sonra soğuk bir şeyler içmek sizi rahatlatabilir. Ancak tükettiğiniz soğuk su katılaşarak yağlı bir madde haline döner ve yavaş bir şekilde sindirilir. Bu asitli tepkime bozularak bağırsakta katı maddelerden daha hızlı bir şekilde emilir. Bir kısmı bağırsağa yapışır.
Kısa bir süre sonra tamamen yağ haline döner ve kansere yol açar.
Yemekten sonra sıcak su veya çorba içmek en iyisidir.
Kalp krizi hakkında önemli birkaç bilgi – Kalp krizi belirtisi her zaman sol kolun uyuşması değildir. Çenedeki şiddetli ağrıların da farkında olun. İlk göğüs ağrınız kalp krizi sırasında gerçekleşmez. (Daha önce mutlaka göğüs ağrınız olmuştur) Mide bulantısı ve şiddetli terleme de önemli kalp krizi belirtilerindendir. Kalp krizi geçiren insanların %60 ı uyurken ölür. Göğüsteki ağrılar sizi uykudan uyandırabilir. Lütfen dikkatli olun ve olanların farkına varın.
Bir kardiyoloji uzmanı diyor ki; Eğer bu mesajı okuyan herkes arkadaşlarına gönderirse bir hayat kurtarır. Bu nedenle bu mesajı tüm önemsediğiniz arkadaşlarınıza gönderin.
Doğruluk
Soğuk su içmenin kalp krizi ve kanser nedeni olduğu: Yalan
Çinlilerin ve Japonların bu nedenle daha az kalp krizi ve kansere yakalandıkları: Yalan
Kalp Krizi belirtileri: Doğru
Yorum
Bu e-posta ilk defa 2006 yılında internette yabancı sitelerde dolanmaya başlamış. Zaman içinde Türkçe versiyonları da oluşmuş. Son zamandaki Türkçe versiyonun başına da “Bu çok güzel bir yazıdır.”cümlesi eklenmiş.
Dikkatle inceleyecek olursanız aslında bir hurafe e-postasının bütün izlerini taşıyor. Yazı dikkat çekmek için “Bu yazı önemlidir!” cümlesi ile başlıyor. Daha sonra bilimsel bir jargon ve saçma istatistikler kullanarak kimi tıbbi iddialarda bulunuyor. En sonda ise içerikteki iddiayı daha da sağlamlaştırmak için “Bir kardiyoloji uzmanı diyor ki…” ifadesi var. Hangi kardiyoloji uzmanı?? Adı belli değil. Elbette ki mesajın sonunda da “Bu mesajı bütün önemsediğiniz arkadaşlarınıza gönderin” diyerek duygu sömürüsü ve yardım etme dürtüsünü harekete geçirmeyi ihmal etmemiş hazırlayan.
Tıbben e-postanın farklı versiyonlarının içeriğine bakacak olursak, yazılanların özeti şu:
- “Soğuk suyun besinleri katılaştırarak bağırsağa yapışmalarına neden olur.”
- “Çinli ve Japonların yemeklerden sonra sıcak içecekler içtikleri için daha az kalp krizi geçirir ve daha az kanser olurlar.”
Şimdi bu iddiaları biraz inceleyelim.
Soğuk besinler yediğimizde ne olur?
Yediğimiz tüm besinler ister sıcak, ister soğuk olsunlar yedikten kısa bir süre sonra midemizde karışarak vücut sıcaklığımızla aynı ısıya gelirler. Mideye gelen yiyecekler burada mide hareketleri ve mide asidinin etkisiyle iyice karışır ve bir bulamaç halini alırlar. Bu bulamaç oniki parmak barsağımızdan geçerken pankreas enzimleri ve safra asitlerinin ve barsak mukozasından salgılanan alkali enzimler sayesinde küçük moleküllere ayrılır ve ince barsak lümenindeki villüs denen küçük çıkıntılar tarafından moleküler olarak emilip kan dolaşımına geçerler. Emilen bu besin molekülleri hepatik arter aracılığı ile önce karaciğere taşınırlar ve işlenmeye başlarlar. Bu olayların bütününe ise sindirim denir.
Bu nedenle içtiğiniz soğuk suyun diğer besinleri katılaştırması, ya da yediklerinizin içindeki yağları dondurarak barsağınıza yapıştırması kesinlikle mümkün değildir.
Çinli ve Japonlarda kanser ve kalp hastalığı görülme sıklığı nedir?
Bu soruya en doğru ve güvenilir yanıtı WHO yani Dünya Sağlık Örgütü‘nün web sitesinde bulabilirsiniz. WHO’nun 2009 yılında yayınladığı güncel ölüm nedenleri tablosundaki 2004 sağlık istatistiklerine göre Japonya,Çin, ABD, Türkiye ülkelerdeki kalp ve kansere bağlı ölüm oranları ve dünya ortalaması ekteki tabloda mevcut. Rakamlar her bir ülkedeki 100.000 ölüm vakasında kaçının kanser ve kalp nedeniyle gerçekleştiğini gösteriyor. [1]
ÜLKE | Kalp Nedenli Ölümler (100.000 ölümde) | Kanser Nedenli Ölümler (100.000 ölümde) |
Japonya | 103 | 120 |
Çin | 279 | 143 |
ABD | 179 | 133 |
Avrupa | 332 | 142 |
Türkiye | 437 | 112 |
DÜNYA | 301 | 130 |
Bu tabloya göre Japonya’da kalp nedenli ölümler gerçekten de dünya ortalamasının anlamlı derecede altında. Kanser için ise aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Japon beslenme alışkanlıklarını (işin içine sıcak ve soğuk suyu karıştırmadan) hızlıca anımsayacak olursak, Japonlar bize göre çok fazla miktarda balık, hatta çiğ balık tüketiyorlar. Omega-3 yağlarının koroner kalp hastalığındaki koruyucu etkisini ise artık hepimiz biliyoruz. 1999 yılında yeni kalp krizi geçirmiş 11.324 hasta üzerinde yapılan ve Lancet Tıp Dergisinde yayımlanan bir çalışmada günde 1 gram Omega-3 alan kişilerde almayanlara göre ölüm oranının göre %20; kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm oranının %30 ve kalbe bağlı ani ölüm oranlarının %45 azaldığı, ve bu olumlu etkilerin tedavinin 3. ayından itibaren görüldüğü bilimsel olarak ispatlanmış durumda.[2] Benzer pek çok çalışmanın da sonuçlar aynı yönde. [3],[4], [5]
Japonlarda kanser görülme sıklığının göreceli yüksek olmsaının nedeninin ise tütsülenmiş ve tuzlanarak saklanan besinlerin fazla tüketilmesi olduğu sanılıyor.[6] Gene yapılan çalışmalar tütsüleme işlemi ve tuzda saklamanın kanserojen nitroz aminlerin oluşumunu artırarak mide kanserine zemin hazırladığı yolunda. [7] Tütsülenmiş ve tuzlanmış besin tüketen pek çok ülkede de benzer rakamlar mevcut.
Çin için detaya girmeye çok fazla gerek yok, zira dikkat ederseniz kalp ve kansere bağlı ölüm oranlarında dünya ortalamaları ve diğer ülkelere göre kayda değer bir fark yok.
WHO’nun istatistiklerini bir kenara koyup konuyu bir de sorgulayıcı bakış açısı ile değerlendirelim. Varsayalım ki istatistikler bu postanın iddialarını doğruladı. Bu durum gerçek olsa bile bu ülkelerde yaşayan insanlarla her özelliğimizin aynı mı? Tek farkımız yemekten sonra soğuk su içmek mi? Elbette bu milletten olan kişilerin başka bir ırka, dolayısı ile farklı bir genetik yapısına ve buna bağlı farklı hastalık yatkınlıklarına sahip olma ihtimalleri tamamen göz ardı edilmiş. Besinlerinin farklı olması, ana karbonhidrat kaynaklarının buğday, patates gibi yüksek glisemik indekse sahip besinler değil pirinç olması önemli değil. Ayrıca Çin’de herkesin bisiklete biniyor olmasının, ya da sabahları meydanlarda toplanan yüzlerce kişinin Tai-Chi yaparak günlük aktivite oranlarını artırıyor olmasının hiç bir etkisi olamaz. Farklı olan tek şey sıcak içecekler değil mi!
Ne Yapmalı?
Kalp ve kanser hastalığına sizin ve sevdiklerinizin yakalanma ihtimalini ciddi olarak düşürmek istiyorsanız sıcak ve soğuk içecekleri bir kenara bırakıp şunları yapmalısınız:
- Sigara içiyorsanız kesinlikle bırakın. İçmiyorsanız sakın başlamayın.
- Dengeli ve düzenli bir beslenme alışkanlığı edinin. Hazır yiyeceklerden, abur cuburdan, cips ve benzeri şeylerden uzak durun.
- Kilo verin. Aşırı kilonun hem kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırdığı hem de bazı kanser çeşitleri için risk faktörü oluşturduğu kesin olarak kanıtlanmış durumda.
- Fast Food yemeyin, çocuklarınızı ödül olarak fast food restoranlarına götürme alışkanlığınızdan vaz geçin.
- Kırmızı et tüketiminizi azaltın. Et ihtiyacınızı mümkün olduğunca balık etinden karşılamaya dikkat edin.
- Bol bol yeşillik, salata ve sebze tüketin.
- Yemeklerinizde zeytinyağı veya kanola yağı kullanın.
- Mümkün olduğunca kızartma, tütsülenmiş veya tuzlanarak saklanan besinlerden uzak durun.
- Günlük aktivitenizi artırın, yapabiliyorsanız spor yapın; ya da en azından günlük yürüyüşler yapmaya çalışın.
- Düzenli olarak yıllık sağlık kontrolünden geçin. Unutmayın, hem kanser hem kalp hastalığı için erken tanı hayat kurtarıcıdır.
Yaygınlık
Sağlık ile ilgili e-postaları sorgulamadan iletme merakı sayesinde bu e-postada bahsi geçen öneri de internetin her yanını sarmış durumda. Diğer sağlık konulu hurafe e-postalarına benzer şekilde, önce kişisel e-postalar; sonra internetteki forumlar aracılığı ile yayılmaya başlamış. Ancak daha sonra medya kuruluşlarına ait internet sayfaları ve ne yazık ki bazı sağlık merkezleri bile bu e-postayı olduğu gibi yayınlamaktan çekinmemiş. Ama en üzücüsü Ağrı Devlet Hastanesi ana sayfasında bu e-postanın yer alması.
- Ağrı Devlet Hastanesi: http://www.agridh.gov.tr/index.php?osk=makale_goster.php&islemadi=Njc0
- Yeşilay Güngören İlçe Temsilciliği: http://www.yesilaygungoren.com/?p=99
- Kuzey Ekspres Gazetesi, 27 Nisan 2009: http://www.kuzeyekspres.com.tr/index.php?p=haber&id=8706&tarih=20090517
- Trakya Haber Arşivi: http://trakyahaberleri.blogspot.com/2008/12/kalp-krizi-ve-scak-su.html
- Kadınlar Klübü: http://www.kadinlarkulubu.com/kardiyoloji-kalp-dolasim-sistemi-hastaliklari/232288-kalp-krizi-sicak-su.html
- Denizce.com: Önce gelen bir su sporları referans sitesi http://www.denizce.com/kalpsu.asp
- MuhabirTurk: http://www.muhabirturk.com/news_detail.php?id=12983
- Haberci71: Kırıkkale’nin haber sitesi. http://www.haberci71.com/yazar.asp?yaziID=735
- Memurlar.net: http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=583675
- Siirt gençlik ve Bilişim Derneği: http://www.siirtliler-board.net/saglik-ocagi/29166-kalp-krizi-sicak-su/
Liste uzuyor, devamı için siz de arama yapıp bakabilirsiniz. İngilizce siteler de en az Türkçe siteler kadar çok sayıda.
Notlar
- http://www.who.int/whosis/whostat/EN_WHS09_Table2.pdf
- http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/10465168
- http://journals.cambridge.org/action/displayAbstract?fromPage=online&aid=2128916
- http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17398308
- http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16616147
- http://ije.oxfordjournals.org/cgi/content/abstract/27/2/173
- http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16528133
bayağı bilgilendim teşekkür ederim çok işime yaradı
BeğenBeğen