Buzdolabındaki uzaylı

Sebze sever misiniz? Ben severim… Ama bozuk sebzeye de dayanamam… Bozuk sebzeler çürüdükleri zaman bir garip oluyorlar.

Rusya’da bir teyzemiz de bozuk sebzelerden güzel bir sanat icra etmiş ve onu kolları, kafası olan bir canlıya benzetmiş.

Rusya garip bir yerdir ve mistik, gizemli şeyler insanların çok ilgisini çeker. Bunun Sovyetler Birliği dönemlerinde hakim olan materyalist felsefeye bir tepki olabileceği konusu ayrı bir yazı konusudur ama gerçekten de böyledir. Hatta Rusya’da astrologlar pek bir dinlenir. Hukuk bürosu gibi Astroloji büroları vardır. Astrologlara gider danışırsınız, onlar da size hizmet verir, fatura keserler. Emin değilim ama vergiden bile düşüyor olabilirsiniz.

Bu yüzden Rusya’dan senede ortalama ki defa uzaylı haberi gelir. Ya da dereden ağzında somon balığı ile geçen bir ayının görüntüleri bulandırılarak “Sibirya Tüylü Mamutu yaşıyor” minvalinde haberlere de rastlayabilirsiniz.

Neyse ki Rusya vatandaşları, 2011 yılının son altı ayını da boş geçmediler ve Kasım ayında vejetaryen bir sanatın nadide bir eserini basınla paylaştılar. Haber şöyle:

Rusya’nın Petrozavodsk kentinde yaşayan yaşlı bir kadın, uzaylıya ait olduğu ileri sürdüğü “cesedi” iki yıl buzdolabında sakladı.

Rusya’nın saygın internet haber portalı “Newsru.com”, Petrozavodsk kentinde yaşayan Marta Yegoravna adlı yaşlı bir kadının iki yıl önce Petrozavodsk kenti dışındaki bağ evinin bahçesinde duyduğu “doğal olmayan” bir ses üzerine avluya çıktığı ve avluda demir hurda yığının yanında ilginç bir “ceset” bulduğunu söylediği kaydedildi.

Rusya’nın saygın internet haber portalı “Newsru.com”, Petrozavodsk kentinde yaşayan Marta Yegoravna adlı yaşlı bir kadının iki yıl önce Petrozavodsk kenti dışındaki bağ evinin bahçesinde duyduğu “doğal olmayan” bir ses üzerine avluya çıktığı ve avluda demir hurda yığının yanında ilginç bir “ceset” bulduğunu söylediği kaydedildi.

Yegoravna, bahçesinde karşılaştığı 40-50 cm uzunluğunda, iri kafalı, büyük ağızlı ve üzerinde ilginç bir giysi bulunan “cesedi” arabasına atıp kent merkezindeki evine götürerek buzdolabında sakladığını söyledi.

Rus yetkililerin bu yıl evindeki “cesetten” haberdar olduğunu ve evine gelerek “cesedi” götürdüklerini ileri süren Yegoravna, bahçedeki hurda yığınına da yetkililer tarafından el konulduğunu savundu.

Yetkililer, yaşlı kadının iddiasını doğrulamazken, Yegoravna, “cesedin” fotoğraflarını yerel basına dağıttı.

ŞOK EDEN GÖRÜNTÜLER – GALERİ

Dedektiflik yapmayı sevmem, ama yalan didiklemeye bayılırım.
Bu belki paranoyak doğamdan kaynaklanıyor olabilir. Biz paranoyaklar “kuşkucuyuz”, “septiğiz” falan deriz. Yemeyin sakın. Bizimki güvensizliklerle dolu bir doğadan kaynaklanıyor. Kandırılmaya tahammülümüz de yoktur.

Bu teyze benim sevgilim olsaydı yanmıştı. Ben hemen adama sorarım; hurda olmuş bir aracın yanında ceset ne arar? İçinden çıkarsan anlarım. Tofaş Şahin ile kaza yapıp camdan fırlamadı ya? Bir de teyze giysiden bahsetmiş ama fotoğraflarda ya giysi yok, ya da kazaya rağmen bütün bir halde kalmış. Yani uzaylı cesedini buzdolabında saklayan teyzenin giysiyi çıkarıp fakire fukaraya giysin diye verdiğini düşünmeyiz herhalde. Ben olsam giysiyi ayrı sergilerdim: Yıka deterjan ile makinada, mis gibi, bir kenarda dursun…

Geyiği bir kenara bırakalım… Fotoğrafı analiz edelim:

1. 2 yıldır buzdolabında saklandığı iddia edilen ve gazetecilere buzdolabında teşhir edilen bir nesnenin çevresindeki plastik poşet içerisinde -ya da dışında- yoğunlaşma olmaması, yani su damlacığı ya da herhangi bir buğulanma olmaması pek mümkün değildir.

2. Kazazedenin görünsün diye dışarı çıkartılmış kolu uzay aracı kullanabilecek bir canlıya ait olması gerektiği kadar işlevsel görünmüyor. (Uzaylının Dünya’ya barışı temsil etmek için zeytin dalından bir kol ile geldiğini düşünürsek başka…). Kolun o rijit görüntüsü bize bu kadar benzeyen bir canlıya yakışmıyor. Ölmüş bir canlının hala kastakı bir kola sahip olacak kadar kas tonusunu barındırması da ilginç. Aynı şey açık kalmış ağzı için de geçerli. İnsanın “Ağzını kapat, sinek kaçar” diyesi geliyor.

3. Misafirliğe gelen bir düşmanın bile altına çarşaf serilirken uzaylının kafasının buzdolabı tellerine değecek şekilde koyverilmesi bana pek de mantıklı gelmedi açıkçası. Teyzemizin buzdolabı kokusu sinmesin diye üstü açık tabak bile koymadığı alttaki tabaktan seçilirken üstelik… (Uzaylının beyninin pekmezi akmasın diye sadece alttaki tabak korundu ise onu da bilememe ihtimalimiz var)

4. Elimizde tek fotoğraf olması ilk başta dikkat çekiyor… Uydurma şeyler en iyi göründükleri açıdan çekilirler zira… Ama ikinci bir fotoğraf da buldum. Açımız biraz değişmiş, ama her şey yerli yerinde…Yine de 2 yıldır buzdolabınızda tuttuğunuz uzaylının araç yanında, eve ilk getirildiğinde, birinci yıl sonunda vb. herhalde 50 adet fotoğrafı olması gerekiyordu. Teyze uzaylının fotoğrafını çekmiş ama nedense aracınkini çekmemiş. Siz söyleyin lütfen: İnsanların tek bir gününde 100’lerce fotoğraf çekip Facebook’a koyduğu bir zamanda, uzaylının vesikalık fotoğrafının bile olmaması ayıp değil mi?

5. Bu fotoğrafta da uzaylı dostumuz buzdolabından çıkarılmış olmasına rağmen beyaz zeminde hiçbir vücut ifrazatına rastlamıyoruz. Temiz çalışılmış doğrusu. Uzaylıyı poşetinden ayırmamışlar hala.

6. Uzaylıyı bu hale getiren kazanın kıyafetine niçin zarar vermediği, parmaklarını ve kolunu niçin kırmadığını anlayamıyoruz. Şanslı veletmiş.

7. Veeee en önemlisi: Uzaylıların da Dünya’lılara benzeyeceği yanılgısı. El, kol, parmaklar, göz, ağız ve bunların konumları… Bu konuda detaylı bir yazı için sizi başka bir yere yönlendirelim:

Tevfik Uyar, Hollywood Uzaylıları: Uzaylılar Neye Benzer?, Açık Bilim Çevrimiçi Bilim Dergisi, 2. Sayı, Aralık 2012.

Bu haber de benzer bir çok haber gibi “Şok Eden Görüntüler”, “Dünya bu fotoğrafı konuşuyor”, “Dünya’nın Hayret Ettiği bilmemne” vs. tarzında başlıklarla sunuldu.

Ben “Dünya bu fotoğrafı konuşuyor” demenin çok saçma olduğunu hep düşünürüm. Bu, ilgili yayın organının bir tür “ben beceriksizim” itirafıdır. Neden? Dünya fotoğrafı görmüş, konuşmuş, ama bizim ilgili haber organı tüm bunlar olduktan sonra haberi bize sunuyor, gibi bir anlam çıkıyor ortaya. Tabi asıl amaç daha en baştan insanı şok olmaya, hayret etmeye, konuşmaya hazırlamak, belki sadece abartmak…

Geçin bunları efendim. Geçin… Yapmayın… Etmeyin… Dalga geçmeyin insanlarla.

Tamam… Tüm bunlara rağmen söylediklerimin hepsinin aksini geçerli kılacak çok özel bir durum oluşmuş olabilir ve tüm aksi yöndeki kanıtlara rağmen fotoğraf hakiki bir uzaylıya da ait olabilir.

Ancak, niçin böyle bir iddia ve yanında bu fotoğraf ile ortaya çıkan teyzeye inanacağımız sorusu da önemlidir. Hangisi daha muhtemel? Uydurma olması mı? Yoksa gerçek mi?

Yani… Gerçekten insanların ilgi çekmek için yalan söylemeyeceği, bazı muzur muhabirlerin eğlenmek ya da belki sırf haber yapmak için asparagas bir şeyler uydurmayacağı düşüncesi gerçekçi midir?

About Tevfik Uyar

Uçak Mühendisi, Yönetim Doktoru, Sosyolog. Açık Bilim yayıncısı, HBT ve Yalansavar yazarı ve ödüllü bir bilimkurgucu.

Trackbacks/Pingbacks

  1. Anonim - 10 Aralık 2012

    […] […]

    Beğen

%d blogcu bunu beğendi: