Geçtiğimiz salı günü, yani 20 Ekim 2020 tarihinde dünyanın en tanınan ve önde gelen skeptiklerinden olan “Muhteşem Randi”yi kaybettik.
92 yaşındaki profesyonel sihirbaz, illüzyonist ve pek çok skeptisizm / eleştirel düşünce hareketinin ya da bunlara odaklanmış oluşumun fikir babası, kurucusu ve destekçisi olan Randi, yaşlılığa bağlı nedenlerden ötürü aramızdan ayrıldı. Yalansavar’ın ortaya çıkmasında bize büyük ilham olan isimlerden biri olan Randi’nin anısına, sevgili Kaan Öztürk’ün 9 Mart 2020 tarihinde Birgün gazetesinde yayınlanan ekli yazısını sizlerle buradan da paylaşmak istedik.- Yalansavar Ekibi
Bazılarının doğaüstü yeteneklere sahip olduklarını iddia ettiklerini duymuşsunuzdur. Düşünce okuma, kapalı şeylerin içini görme, kaşıkları bükme gibi. Ayrıca uzakta olanları bilme, çubukla yer altında su bulma, ruh enerjisiyle hastalıkları teşhis etme iddiasında olanlar da var. Herkes her şeyi söyleyebilir, fakat inanmak için kanıt görmemiz gerekiyor.
Şaşırtıcı gelebilir ama, bilim insanları bu tür iddiaları değerlendirmekte her zaman başarılı olamıyorlar, çünkü sahtekârlığı yakalamaya hazırlıklı değiller. Şöhret meraklılarının elçabukluğuyla yaptıkları hileleri farkedemiyor, kolay kandırılıyorlar. Bunları yakalamaya en uygun meslek, aynı numaraları uygulayan sahne sihirbazları oluyor genellikle.
92 yaşındaki “Şaşırtıcı” James Randi, olağanüstü iddiaları değerlendiren sihirbazların en meşhuru ve bilimsel şüpheciliğin en büyük isimlerinden biri. Randi, 1964’de bir radyo programında tartıştığı parapsikologun “kendine güveniyorsan bahse gir” demesi üzerine, kontrollü deney şartları altında doğaüstü yetenekler gösterebilen birine 10.000 ABD doları tutarında ödül vereceğini duyurmuştu. 1996’ya kadar gelen katkılarla, ödül tutarı tam bir milyon dolara yükseldi.
Ortalıkta bu kadar ruh çağırıcı, şifacı, zihin okuyucu, kaşık bükücü varken bu ödül hemen kapılmıştır diye düşünebilirsiniz. Öyle olmadı, çünkü Randi deney yapılmasını şart koştu. Geçmiş hikayeleri, anekdotları, şahitlikleri kabul etmedi. “Halep oradaysa arşın burada” prensibiyle, iddia edilen becerinin açık ve net şekilde gösterilmesini gerektiren bir sözleşme hazırladı.
Deney protokolü, başvuranla beraber, onun iddia ettiği yetenekler çerçevesinde kararlaştırılıyordu. Bu farazi yetenekler çok çeşitliydi: Kapalı gözlerle görenler; harita üstünde sarkaç sallayıp kayıp nesneleri bulanlar; ağaç çatalıyla yeraltı sularını tespit edenler; bedene dışarıdan bakıp hastalık teşhisi yapanlar, hatta bunu sadece fotoğraftan yapanlar; Polaroid makinede hayalet resimleri yaratanlar; ellerindeki enerjiyle eti mumyalayanlar; masaları havalandırabilenler…
Randi, sihirbazlık tecrübesiyle, muhtemel sahtekârlıklara karşı önlemler alıyordu. Mesela oyun kâğıtlarının arkasını görebildiklerini söyleyene farklı desteden kartlar veriliyor, ya da kartlara dokunmalarına izin verilmiyordu. Gözleri bağlıyken parmak uçlarıyla okuyabildiğini söyleyenlere, gözlerini alttan da sıkıca kapatan bir bez bağlanıyor ve altından bakmaya izin vermeyen özel gözlükler taktırılıyordu. Masayı havalandırabildiğini söyleyenlerin, ayaklarını nereye koydukları takip ediliyordu. Bunlar kontrol edildikten sonra o yetenekten eser kalmadığı görülüyordu. Ancak Randi, yeteneklerinin gerçek olduğuna samimiyetle inananların, sahtekârlardan çok daha fazla olduğunu söylüyor.
Deneyde başarısız olanların fikir değiştirmelerini beklersiniz, ama bu neredeyse hiç olmuyordu. Bunun yerine, başarısızlıklarını açıklamak için bir çok mazeret üretiyorlardı: “Karnım açtı; yorgundum; dikkatim dağıldı; deneyciden kötü titreşimler aldım; kenarda duran bardağın frekansları karıştı; Uranüs Balık burcuna girdi” gibi. Oysa deneye başlamadan şartların uygunluğu sorulmuş, onayları alınmış oluyordu. Yine de Randi genellikle bunlara “Tamam” diyordu, “yemek ye, uyu, dikkatini toplayana kadar bekleyelim, o deneyciyi değiştirelim, o eşyayı kaldıralım, Uranüs Balıktan çıkınca deneyelim”. Çoğu bir daha geri dönmüyordu.
Randi meşhur medyumları ve popüler şifacıları da davet etmişti, ama hiçbiri katılmaya yanaşmadı. Oysa, parayı bir yana bıraksak bile, bu deneyde başarılı olmak bir medyuma görülmedik bir şöhret kazandırabilirdi. Yeteneklerine güvenmek yerine, Randi’yi taraflılıkla suçlamayı ve muğlak iddialarına geçersiz kanıtlar göstermeyi tercih ettiler.
2015’e gelindiğinde, ödülü yöneten Randi Vakfı mali kaynaklarını diğer eleştirel düşünce öncülerini desteklemek için kullanmaya karar verdi ve ödülü kaldırdı. Ödülün ortada olduğu 51 yıl içinde binden fazla kişi başvuru yapmıştı ve birçok ünlü medyum davet edilmişti, ama doğaüstü bir olguyu kontrollü şartlar altında bir kez bile tespit etmek mümkün olmadı.
** Bu makale ilk olarak BirGün gazetesinde 9 Mart 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
“deneyciden kötü titreşimler aldım” ! 🙂 Yazının başlığı bu olsaydı keşke 🙂
Hani ödevini yapmayan öğrenciler “akşam elektrikler kesikti” der ya… Onun gibi bir şey! 🙂
Yanlış hatırlamyorsam Randi’nin hayatını anlatan bir de belgesel vardı…
Randi sadece “Yalansavar”a değil internet’de yüzlerce site ve blog’a ilham oldu…
Teşekkürler Kaan Öztürk…
BeğenBeğen