Bilimin Açıklayamadığı Gazete Haberleri – 3

Uzun bir aradan sonra uzun soluklu serimize devam ediyoruz. 11 Nisan 2014‘te Sabah Gazetesi’nde yayımlanan Bilimin Açıklayamadığı Keşifler adlı foto haber galerisindeki iddiaları tek tek ele aldığım serinin ilk yazısını 28 Nisan 2014’te, ikinci yazısını 19 Eylül 2014’te kaleme almıştım.

Bu üçüncü yazımda sözkonusu galerinin yedinci resminden başlayarak incelemeye devam edeceğim.

7. Hathor tapınağındaki sözde ampüller

7 No’lu Resim

Öncelikle “Dendera Işığı” olarak adlandırılan bu figürlerin modern elektrik ampüllerine benzediğini kabul etmeliyim. Bir bilimkurgu filmi yapacak olsam kesinlikle böyle ampüller tasarlardım. Ampülün kapsülü, kablosu, jeneratöre benzeyen alt destek… Ampül olduğunu düşünmek için hayal gücünü zorlamak gerekmiyor.

Mısır bilimcilerin bu konudaki görüşlerine geçmeden önce bu iddiayı tutarlılık açısından incelemek isterim.

Duy değil lotus çiçeği…

Bugün yazılmış romanları, öyküleri, çekilmiş fotoğrafları düşünün. Mevcut teknolojimiz her şeyiyle bu görsel, yazınsal eserlerin içerisinde yer alır. Bu eserlerin yaşanılan çağı yansıtmaması imkânsızdır. Ne var ki diğer Mısır yazıtlarının ya da duvar resimlerinin hiçbirisinde Mısırlıların elektriğe bağlı bir ışık kaynağı kullandıklarına dair hiçbir bilgi olmadığı gibi, elektriğin başka kullanım alanlarına da rastlanmıyor. Böylesine bir icadın daha pek çok Mısır buluntusunda izleri olması gerekirdi.

O halde bu figürde yer alanlar nelerdir?

Paredolia etkisi nedeniyle bu resimde gördüklerimizi günümüzdeki nesnelere benzetiyor olsak da o tarihteki bir Mısırlı için bambaşka şeyler ifade ediyor. Her şeyden önce ampül zannedilen cismin kökünde yer alan şey duy değil, lotus çiçeği’dir (Bu Lotus çiçeği Mısır’a özgü bir Lotus türü olup, ülkemizdeki türüne Nilüfer diyoruz).

Burnunu duya sokarak intihar eden bir Mısırlı mı? Yoksa Lotus çiçeği mi kokluyor?

Mısır lotusunun hiyerogliflerdeki gösterim biçimi budur. Yoksa yandaki fotoğrafta görünen arkadaş burnunu duya sokmak suretiyle intihar ediyor olurdu.

Günümüz jeneratörlerine benzetilen sembol ise hiyerogliflerde djed olarak geçen bir sütundur. Herhangi bir şeyi desteklemek için kullanılır. Destek ve kararlılık anlamına gelir. Şu adresten görülebileceği üzere sadece ampüllere elektrik vermek için değil, herhangi bir yerde de kullanılabilir. Mısırlılar için jeneratör değil, tanrı Osiris’in omurgasıdır.

Djed sembolü

Bugün ampül içerisinde tungstenden imal edilen akkor telin yerine bir yılan olduğu zaten açıkça gözükmektedir.

Mısır bilimcilere göre, lotustan çıkan ve aynı zamanda doğurganlığı temsil eden yılan Nil nehrinin her yıl taşmasıyla oluşan seli temsil ediyor. Osiris’in omurgasından çıkan eller, yılanı lotus çiçeğinin içerisinde tutmaya, yani seli bir felaket yaratmasından ziyade bereketi arttırmak lehinde kontrol altına almaya çalışıyor.

Bir kaç paragraf önce söylediğim gibi: Bunlar heyecanlı fantaziler ve hayal gücünü zorlamayan benzetmeler. Üstelik de eğlenceli görünüyorlar. Ancak görüldüğü üzere mısır bilimcileri bu figürlerin ne olduğunu Mısır mitolojisine dayanarak gayet tutarlı bir şekilde açıklıyorlar. “Aman Allah’ım, bu semboller de ne böyle!” diyerek şaşırmış değiller. Bu nedenle de “bilimin açıklayamadığı keşif” değil, Sabah gazetesi muhabirlerinin araştırmadığı keşifler olarak kayıtlarımıza giriyor.

8. Kabuktaki Yüz

Kabuktaki yüz…

Hepimizin yüzleri ayırt etmek konusunda özel bir yeteneği vardır. Bu yüzden eşimizi, dostumuzu çok iyi ayırt edebildiğimiz gibi, çalılar arasından bize bakan bir yırtıcıyı rahatlıkla görür ve hatta herhangi bir yerde iki göz, burun ve ağıza benzer bir şekil gördüğümüzde bunu hemen algılayabiliriz. Herhangi bir karmaşık görüntü içerisinde eskaza yüze benzer bir görüntü oluşmuşsa da bunu kolaylıkla seçer çıkarırız. (Daha evvel Mars’taki yüz hakkında yazdığımız yazıya şuradan ulaşabilirsiniz.)

Bu kabuk üzerinde de iki göz, bir burun ve bir ağızdan müteşekkil yüz görüntüsü bulunmakta. Milyarlarca deniz kabuğu arasından tamamen rasgele oluşabilecek bir şekli sırf smiley’i andırıyor diye “bilimin açıklayamadığı keşif” olarak sunmak son derece anlamsız. Sabah’ın konu ettiği bu habere anca internette UFO forumlarında, gizem sitelerinde aynı şekliyle rastlıyoruz. Tutulacak bir yanı yok.

Bu arada 2 milyon yıl önce yerkürede bugünkü modern insanın atası olan Homo habilisler yaşamaktaydı. Homo habilisler taş aletler kullanabiliyor, avlanmada ve etleri sıyırmada bu aletlerden faydalanabiliyorlardı. Bu eserin illa ki insan elinden çıktığına inanmak istiyorsak; sanatçı ruhlu ve zeki bir Homo habilisin bunu yaptığını düşünebiliriz.

Bu arada gündelik hayattan yüzü andıran eğlenceli 50 resim görmek için şu adresi ziyaret edebilirsiniz. Şu twitter hesabı da günlük hayattan yüz benzeri görüntüleri yayımlıyor.

9. Bakır Kulplu Kapı

Çoktan açılan kapılar…

Bu haberle birlikte Sabah gazetesinin listesinde gerçek bir “açıklanamayan keşif” olduğunu görmüş oluyoruz. Fakat şuna da bir anlam veremiyoruz: Piramitler doğal yer şekilleri değil ki zaten? İçerisinde kapı bulunması niçin bilimin açıklayamadığı bir keşif olsun… Firavun istetmiş, emir vermiş, mimar da yapmış. Arkeologlara, Mısır bilimcilere düşen niye yaptırıldığı, neyi temsil ettiği, ardında ne olduğu gibi konuları araştırmaktır.

Nitekim haberde adı geçen Rudolph Gantenbrink tarafından başlatılan çalışmalar uzun yıllardır sürmekte ve bu bakır kolların bir elektrik santralinin tıpkı bir aküde olduğu gibi anot ve katot uçlarını temsil ettiği gibi çeşitli uçuk spekülasyonlara neden olmaya devam etmekteydi. Ta ki 2011 yılında içeriye sokulabilen bir mikro yılan kameranın kapının ardındakileri sınırlı da olsa görüntülemesine kadar: Sözkonusu kapının ardında kırmızı renkle yazılmış bir takım hiyeroglifler bulunan duvarlarla karşılaşmıştır. Hiyerogliflerde ne yazdığı ve kapının ardındaki küçük odanın yapılış amacının ne olduğu Keops Piramiti’nin sırlarından birisi olarak varlığını korumaktadır, ancak bazı mısır bilimcilerce bu hiyerogliflerin mimari amaçla sadece ölçü belirttikleri düşünülmektedir. Elbette sırf ne olduğunu anlamak için piramitlerin duvarları kırılmayacağına göre sırrın çözülmesini beklemek durumundayız.

Bu yüzden keşfi “açıklanamayan” değil, imkânlar doğrultusunda “henüz açıklanamayan” kategorisine sokmamız gerek. Kapıların oralara neden konduğu sorusunun  o kadar da gizemli bir yanıtı olmasına gerek yok. Pek çok efsane içeren Mısır kültüründe elbette dini veya mitsel bir manası olacaktır. Zira Cambridge Üniversitesi’nden mısır bilimci Kate Spence, bölmenin pratikte bir kullanımı olmadığını, kapının ve kulplarının yıldızlarla ilişkili sembolik anlamları olabileceğini düşünüyor. Projenin direktörü Zahi Hawaas’a göre kapının ardında boş bir oda bulunuyor olabilir. Gerçeği zaman gösterecek.

Sürecek…

Kaynaklar:

(1) Wikipedia, “Dendera Light” maddesi

(2) Wikipedia, “Nymphaea caerulea” maddesi

(3) Wikipedia, “Djed” maddesi

(4) Dendera Reliefs, http://www.catchpenny.org/dendera.html

(5) Wikipedia, “Homo Habilis” maddesi

(6) Discovery News, Pyramid Hieroglyphs Likely Engineering Numbers

(7) Wikipedia, “Great Pyramids of Giza” maddesi

(8) NewScientist, First images from Great Pyramid’s chamber of secrets